100 Soruda Siyonizm
BÖLÜM 1 – TANIMLAR VE TEMEL KAVRAMLAR
1. Siyonizm nedir?
Siyonizm, binlerce yıllık geçmişe sahip bir ideolojidir.
Yahudi inancına göre Yaratıcı’nın Hz. İbrahim ile yaptığı ahite dayanan Siyonizm’in birçok alt türü vardır.
Bu bağlamda bugün Siyonizm denildiğinde akıllara gelen tür Siyasal Siyonizm’dir.
Siyasal Siyonizm, 19. yüzyıl sonlarında Avrupa’da ortaya çıkan, Yahudilerin dünya üzerindeki dağınık yaşamlarını sonlandırarak “vaat edilmiş topraklarda” (Filistin’de) egemen bir Yahudi devleti kurmayı amaçlayan ideolojik ve siyasi bir harekettir.
Modern Siyonizm, 1897’de Theodor Herzl’in önderliğinde toplanan Birinci Basel Kongresi ile kurumsallaşmıştır.
2. Siyonizm ile Yahudilik aynı şey midir?
Hayır.
Siyonizm bir ideolojidir, Yahudilik ise bir dindir.
Tüm Yahudiler Siyonist değildir, tüm Siyonistler de dindar Yahudi değildir.
Hatta Siyonizme karşı çıkan, Yahudiliğin Siyonizmle bağdaşmadığını savunan Ortodoks Yahudiler de vardır.
Bu ayrımı özellikle Siyonistlerin “Yahudi karşıtı her eleştiri antisemitizmdir” propagandasını boşa çıkarmak için vurgulamak gerekir.
3. Antisemitizm ile Siyonizm arasında nasıl bir ilişki vardır?
Siyonizm, antisemitizmi bir araç olarak kullanmıştır.
20. yüzyılın başlarında Avrupa’daki antisemitist baskılar, Yahudilerin Filistin’e göç etmeleri için bir zemin olarak değerlendirilmiştir.
Siyonistler, antisemitizmi kınamak yerine, bu nefreti teşvik ederek Yahudilerin Siyonist devlete gitmesini sağlamaya çalışmışlardır.
Bu bağlamda, Siyonizm bazı yönleriyle antisemitizmle işbirliği dahi yapmıştır.
4. Siyonizm sadece bir siyasi proje midir?
Siyonizm ilk etapta siyasi bir projedir, fakat zamanla teolojik, etnik, askeri ve kültürel boyutlar kazanmıştır.
Arz-ı Mev’ud (Vaat Edilmiş Topraklar) ideolojisiyle dini argümanlar, etnik temizlikle ırkçılık, Yahudi üstünlüğüyle teolojik ırkçılık bir araya gelmiştir.
Bugün Siyonizm, yalnızca bir devlet kurma fikri değil, aynı zamanda o devleti yayılmacı ve saldırgan biçimde büyütme amacını taşır.
5. “Arz-ı Mev’ud” nedir ve Siyonizm ile ilgisi nedir?
“Arz-ı Mev’ud” (Vaat Edilmiş Topraklar), Tevrat’ta geçen ve Tanrı’nın Hz. İbrahim’e vaad ettiği ifade edilen toprakları ifade eder.
Bu bölge; Nil Nehri’nden Fırat’a kadar uzanan devasa bir coğrafyayı kapsar.
Siyonistler, bu durumu siyasi bir hedefe dönüştürerek İsrail’in sınırlarını genişletme planlarına meşruiyet zemini oluşturmuşlardır.
6. Siyonizm ırkçı bir ideoloji midir?
Evet.
Siyonizm, “seçilmiş halk” inancını temel alarak diğer milletleri aşağı gören, özellikle Arapları ve Müslümanları hedef alan bir ırkçılık biçimini barındırır.
İsrail’in uyguladığı apartheid (ayrımcılık) sistemi ve Filistinlilere yönelik politikaları bu ideolojinin ırkçı yönünü açıkça ortaya koyar.
7. Dini Siyonizm ile Seküler Siyonizm arasındaki fark nedir?
Seküler Siyonizm, devletin kuruluşunu dinî değil millî sebeplerle savunur ve Herzl’in çizgisindedir.
Dini Siyonizm ise, Yahudi devletini Mesih’in gelişine hazırlık olarak görür.
Her iki kesim de Filistin işgalini ve Yahudi üstünlüğünü savunsa da, dini Siyonistler bu mücadeleye kutsal bir anlam yükler.
8. Tevrat, Siyonizmi destekliyor mu?
Muharref Tevrat, Yahudilerin bir zamanlar Kenan diyarında yaşadığını ve Tanrı’nın bu toprakları onlara verdiğini ifade eder.
Ancak Yahudi inancında bu topraklara dönmenin Tanrı’nın izniyle ve Mesih’in gelişiyle mümkün olacağı da vurgulanır.
Bu yüzden birçok dindar Yahudi, Siyonizmin Tanrı’nın planına müdahale olduğunu savunur.
9. İsrail devleti ile Siyonizm arasında nasıl bir ilişki vardır?
İsrail devleti, Siyonizm ideolojisinin somut sonucudur.
1948’de kurulan İsrail, Siyonist hareketin başarıya ulaştığı ilk büyük adım olarak görülür.
İsrail’in iç ve dış politikası, Siyonist ideolojinin temel ilkelerine dayalıdır: Yahudi kimliğini üstün görmek, yayılmacı politikalar izlemek, Filistinlileri sistematik biçimde dışlamak.
10. Uluslararası hukukta Siyonizm nasıl tanımlanır?
1975 yılında BM Genel Kurulu, Siyonizmi “ırkçılığın bir türü” olarak tanımış, ancak bu karar 1991’de ABD’nin baskısıyla geri alınmıştır.
Ancak insan hakları savunucuları, BM İnsan Hakları Konseyi ve bazı bağımsız raporlar, İsrail’in Siyonist uygulamalarını “kurumsal ayrımcılık” ve “etnik temizlik” olarak tanımlamaya devam etmektedir.
BÖLÜM 2 – SİYONİZM’İN TARİHİ GELİŞİMİ
11. Siyonizmin doğuş süreci hangi şartlar altında gelişmiştir?
19. yüzyıl Avrupa’sında Yahudilere yönelik dışlayıcı politikalar, pogromlar ve antisemitist ideolojiler yükselirken, Yahudiler arasında da “çözüm arayışları” baş gösterdi.
Bu ortamda bazı Yahudi aydınlar, asimilasyonu değil, ayrışmayı ve etnik temelli devlet kurmayı savunan bir ideoloji olan Siyasal Siyonizmi geliştirdi.
Özellikle Rusya ve Avusturya’daki baskılar etkili oldu.
12. Theodor Herzl kimdir?
Theodor Herzl, Avusturyalı bir gazeteci ve modern Siyonizmin kurucusudur.
1896’da yayımladığı Der Judenstaat (Yahudi Devleti) adlı kitabında, Yahudiler için bağımsız bir devlet kurma fikrini sistemleştirmiştir.
1897’de ilk Siyonist Kongre’yi düzenlemiş ve hareketin lideri olmuştur.
Seküler ve pragmatik bir figürdür.
13. Der Judenstaat (Yahudi Devleti) kitabı neyi savunur?
Bu kitapta Herzl, Yahudilerin Avrupa’daki asimilasyon çabalarının başarısız olduğunu öne sürer ve çözüm olarak uluslararası hukuk çerçevesinde, Yahudilere ait egemen bir devlet kurulmasını önerir.
Filistin bu devletin en ideal yeri olarak sunulur, fakat Uganda gibi alternatifler de tartışılır.
14. 1897 Basel Kongresi neden önemlidir?
İsviçre’nin Basel kentinde toplanan bu kongre, modern Siyonizmin kurumsal olarak başladığı yerdir.
Herzl burada Siyonist Dünya Örgütü’nü kurmuş, “Yahudi halkı için Filistin’de bir vatan kurulması” kararını almıştır.
Ayrıca Siyonist stratejinin diplomatik, mali ve siyasi temelleri atılmıştır.
15. Siyonizm, Osmanlı topraklarını nasıl hedef aldı?
Siyonistler, Filistin’in Osmanlı’ya bağlı olduğunu bildiklerinden, Osmanlı sultanlarını ikna etmeye çalıştılar.
Herzl, II. Abdülhamid ile dolaylı yollarla görüşerek, borçları ödemek karşılığında Filistin’de toprak istedi.
Ancak Sultan bunu reddetti: “Ben vatan toprağını satmam” diyerek Siyonist teklifi geri çevirdi.
16. Filistin’e ilk Yahudi göçleri ne zaman başladı?
İlk göçler 1880’lerde başlamış ve 1. Aliyah olarak adlandırılmıştır.
1900’lerin başlarında bu göçler artmış, tarım kolonileri ve Yahudi yerleşimleri kurulmuştur.
Göçler çoğunlukla Doğu Avrupa ve Rusya’dan gerçekleşmiştir.
Yerli Arap nüfus bu süreci “istila” olarak görmüştür.
17. Balfour Deklarasyonu nedir?
1917’de İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour’un Siyonist liderlere yazdığı mektupta, Filistin’de “Yahudi halkı için bir ulusal yurt” kurulmasına destek verileceği ilan edilmiştir.
Bu belge, Batı emperyalizminin Siyonizmi desteklediğinin açık göstergesidir.
18. Balfour Deklarasyonu’nun sonuçları ne oldu?
Bu deklarasyon, Siyonizme uluslararası meşruiyet kazandırdı.
İngiltere, 1. Dünya Savaşı sonrası Filistin’i manda altına aldı ve Yahudi göçünü kolaylaştırdı.
Filistinliler ise kendilerine ait bir toprağın Siyonistlere verilmesine karşı çıktılar.
Bu, çatışmaların başlangıç noktalarından biridir.
19. 1920–1948 arası dönem neden kritiktir?
Bu dönemde İngiliz mandası altındaki Filistin’de Yahudi göçü, toprak alımları ve silahlı örgütlenmeler hız kazandı.
Irgun ve Haganah gibi silahlı Siyonist gruplar kuruldu.
Arap isyanları bastırıldı.
1947’de BM, Filistin’i Yahudi ve Arap devletlerine bölmeyi önerdi.
1948’de ise İsrail ilan edildi.
20. İsrail devleti nasıl kuruldu?
14 Mayıs 1948’de David Ben-Gurion liderliğinde Tel Aviv’de İsrail devleti ilan edildi.
Ertesi gün Arap ülkeleri İsrail’e savaş açtı. İsrail, askeri destek ve Batı’nın yardımıyla savaşı kazandı, Filistinlileri zorla göç ettirdi (Nakba).
İsrail’in ilanı, Siyonist hareketin “hedefe ulaşmış” ilk safhasıydı.
21. Nakba nedir?
Nakba, Arapçada “büyük felaket” demektir.
1948’de İsrail’in kuruluşu sırasında 700.000’den fazla Filistinlinin evlerinden zorla çıkarılması, yüzlerce köyün yıkılması ve halkın mülteci konumuna düşmesi sürecini ifade eder.
Nakba, Siyonizmin uygulamalı yüzüdür.
22. 1948 sonrası Siyonizm nasıl evrildi?
Devletin kuruluşuyla birlikte Siyonizm yeni bir aşamaya geçti: Devletin güçlendirilmesi, yayılması ve ideolojik olarak korunması.
Yerleşim politikaları, Araplara yönelik ayrımcılık, işgaller ve nükleer silah programı bu evrim sürecinin parçalarıdır.
23. İsrail’in Araplarla yaptığı savaşlar Siyonizmin parçası mıydı?
Evet.
1948, 1956, 1967, 1973 ve 1982 savaşları; İsrail’in toprak genişletme, egemenlik kurma ve Arapları sindirme amacıyla yaptığı çatışmalardır.
Özellikle 1967’deki Altı Gün Savaşı sonrası Kudüs, Batı Şeria, Gazze, Sina ve Golan Tepeleri işgal edilmiştir.
24. 1967 Altı Gün Savaşı neden önemlidir?
Bu savaşta İsrail, Arap ordularını alt etmiş ve Kudüs dahil geniş bir bölgeyi işgal etmiştir.
Bu zafer, İsrail’in hem psikolojik üstünlük kazanmasına hem de Siyonist yayılmacılığın hızlanmasına neden olmuştur.
Aynı zamanda uluslararası hukukun çiğnendiği dönüm noktasıdır.
25. Kudüs’ün statüsü neden bu kadar önemlidir?
Kudüs, hem İslam, hem Yahudilik hem de Hristiyanlık için kutsaldır.
İsrail, 1967’den sonra Kudüs’ü “başkent” ilan etmişse de, bu uluslararası alanda kabul görmemiştir.
Kudüs’ün Siyonistlerin eline geçmesi, Arz-ı Mev’ud ideolojisinin gerçekleştirilmesinde kilit bir adımdır.
26. Filistin direnişi ne zaman başladı?
Siyonist göçlerle birlikte direniş başlamıştı; ancak asıl kitlesel direniş 1936–39 Arap İsyanı ile patladı.
1948 Nakba sonrası mülteci kamplarında şekillenen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve 1987’de başlayan 1. İntifada direnişi yeni boyutlara taşıdı.
27. Siyonizm sadece Filistin topraklarını mı hedef alır?
Hayır.
Siyonist literatürde Arz-ı Mev’ud sınırları Nil’den Fırat’a uzanır.
Bu sınırlar içinde Mısır, Suriye, Ürdün, Irak ve Türkiye’nin güneyi de yer alır.
Bu yüzden Siyonizm bölgesel değil, emperyal bir proje olarak değerlendirilmelidir.
28. Yahudi diasporasının Siyonizme katkısı ne oldu?
ABD başta olmak üzere Avrupa’daki Yahudi toplulukları hem maddi hem siyasi destek sundular.
Medya, finans ve siyaset alanında etkili lobiler aracılığıyla İsrail’i destekleyen politikaların şekillenmesine katkı sağladılar.
29. Holokost, Siyonist söylemi nasıl etkiledi?
Nazilerin Yahudilere yönelik soykırımı, Siyonist propagandanın “güvenli liman olarak İsrail” tezini güçlendirdi.
Holokost, Siyonist söylemde meşruiyet aracı haline getirildi.
Ancak bazı araştırmalar, Siyonistlerin Avrupa’daki Yahudileri kurtarmak yerine, onları İsrail’e yönlendirmeyi öncelik saydığını gösterir.
30. Siyonizmin tarihi bir proje olarak başarıya ulaştığı söylenebilir mi?
Kısa vadeli hedefler (devlet kurmak, nüfus taşımak, uluslararası tanınırlık) açısından bakıldığında “evet”; ancak uzun vadede karşılaştığı direniş, meşruiyet kaybı ve ahlaki çöküş göz önüne alındığında, Siyonizm hâlâ sürdürülen ama sonu belirsiz bir projedir.
BÖLÜM 3 – İDEOLOJİK BOYUTLAR
31. Siyonizmin temel ideolojisi nedir?
Siyonizm, Yahudi halkının “kendi kaderini tayin hakkına” sahip tek ve ayrıcalıklı bir millet olduğunu savunur.
Bu ideoloji; etnik temelli milliyetçilik, seçilmişlik inancı, yayılmacılık ve dinsel referanslı üstünlük düşüncesini harmanlar.
Temel amacı, sadece bir Yahudi devleti kurmak değil, bu devletin çevresine egemen olmasını sağlamaktır.
32. Siyonist ideoloji Yahudi üstünlüğünü savunur mu?
Evet. Siyonizm, Yahudilerin “Tanrı tarafından seçilmiş” bir halk olduğu iddiasını, modern bir ırkçı üstünlük söylemiyle bütünleştirir.
Bu durum İsrail işgali altındaki topraklarda bulunan Araplara, Afrikalı Yahudilere, hatta dini farklılık gösteren Yahudilere yönelik ayrımcılığı meşrulaştırır.
Uygulamada bu, etnik temizlik ve apartheid politikalarıyla sonuçlanmıştır.
33. Siyonistlerin “düşman” tanımı nedir?
Siyonistler için başlıca “düşman”, Filistinlilerdir.
Ancak Araplar genel olarak tehdit olarak görülür.
Aynı zamanda Siyonizmi eleştiren Yahudiler, antisiyonist Hristiyanlar, sol çevreler ve İslami hareketler de “tehdit” kategorisine alınır.
“Yahudi olmayanlar” (goyim) ise doğaları gereği aşağı bir konumda kabul edilir.
34. Siyonizm neden ırkçı olarak tanımlanır?
Çünkü Siyonizm, bir milletin kan bağına dayalı özel bir coğrafyada mutlak egemenliğini savunur.
Bu, diğer halkları dışlayan, ötekileştiren ve yok sayan bir anlayıştır.
Siyonist politikalar, yerli Filistin halkını etnik kimliği nedeniyle dışlayarak sistematik ayrımcılık uygular.
Bu nedenle 1975 yılında BM Genel Kurulu Siyonizmi “ırkçılığın bir türü” olarak tanımıştır.
35. Dini Siyonizm nedir?
Dini Siyonizm, İsrail devletini kutsal bir misyonun parçası olarak gören, Tanrı’nın arz-ı mev’ud vaadini yerine getirmek için mücadele eden bir Siyonizm biçimidir.
Dini Siyonistler, toprak işgalini ilahi bir emir olarak görür, yerleşim politikalarını ibadet olarak değerlendirirler.
Yahudi yerleşimcilerin önemli bir kısmı bu ideolojiyle hareket eder.
36. Seküler Siyonizm ile Dini Siyonizm nasıl çatışır?
Seküler Siyonizm devlet temelli, pragmatik bir ideoloji iken; dini Siyonizm kutsal metinleri esas alır.
Seküler Siyonistler için devletin çıkarı öncelikken, dini Siyonistler için Tanrı’nın emri esastır.
Bu durum İsrail içinde özellikle yerleşim politikaları, askerlik, eğitim gibi alanlarda sık sık çatışmalara neden olur.
37. Siyonist ideoloji demokrasi ile bağdaşır mı?
Hayır.
İsrail, görünüşte bir parlamenter sistemle yönetilir; ancak Yahudi olmayanlar, özellikle Araplar, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görür.
Oy hakkı teoride tanınsa da uygulamada siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda büyük ayrımcılıklar vardır.
Yahudi kimliği, devletin meşruiyet ölçüsüdür.
38. Siyonizm ile emperyalizm arasında nasıl bir bağ vardır?
Siyonizm, Batı emperyalizminin Ortadoğu’daki ileri karakolu olarak doğmuştur.
İngiltere’nin desteğiyle şekillenmiş, ABD’nin çıkarlarıyla iç içe geçmiş, uluslararası sermaye ve medya ile desteklenmiştir.
Ortadoğu’nun enerji kaynakları ve ticaret yolları üzerindeki kontrolün bir parçası haline gelmiştir.
39. Siyonist ideolojide “toprak” neden bu kadar önemlidir?
Çünkü Siyonizm, kimliğini ve varlığını belli bir kutsal coğrafya (Eretz Yisrael) üzerinden tanımlar.
Toprak, hem dini sembolizm hem de etnik egemenlik açısından merkezîdir.
Filistin toprakları sadece bir vatan değil, aynı zamanda ilahi bir miras ve siyasi hedef olarak görülür.
40. Siyonizm, Yahudi dini açısından meşru mudur?
Hayır.
Yahudi dini gelenekte Tanrı’nın emri olmadan Kudüs’e dönmek ve devlet kurmak haram kabul edilmiştir.
Ortodoks Yahudiler, Mesih gelmeden kurulacak bir Yahudi devletini “ilahi plana başkaldırı” olarak görür.
Bu yüzden Neturei Karta gibi birçok dini Yahudi grup Siyonizme açıkça karşı çıkar.
41. Siyonist ideolojide “güvenlik” anlayışı nasıldır?
Siyonizm, sürekli bir tehdit algısı üzerinden kendini besler.
“Her an saldırıya uğrayabiliriz” mantığıyla askeri yatırımlar, silahlanma, istihbarat ve güvenlik devleti yapılanması ön plandadır.
Bu paranoya, hem içte baskıcı politikaları hem de dışta saldırganlığı besler.
42. Siyonizm ve militarizm arasındaki ilişki nedir?
Siyonizm, kuruluşundan itibaren militaristtir.
İsrail toplumu zorunlu askerlik, istihbarat ağları, paramiliter örgütler ve polis devleti uygulamalarıyla örülüdür.
Eğitim sisteminden medya düzenine kadar savaş kültürü yüceltilir.
İsrail ordusu, yalnızca savunma değil, ideolojik bir “kutsal ordu” olarak sunulur.
43. Siyonizm neden sürekli bir düşman üretir?
Çünkü varlığını ancak “tehdit” algısı üzerinden meşrulaştırabilir.
Savaş hali, Siyonist söylemi diri tutar; dış tehdit iç birlikteliği sağlamaya yarar.
Filistinliler, İran, Hizbullah, hatta BM ve insan hakları örgütleri bile bu algının parçası haline getirilebilir.
44. Siyonizmin modern kültür üzerindeki etkileri nelerdir?
Siyonist ideoloji; Hollywood, medya, yayıncılık ve akademi üzerinden dünya kamuoyunu etkilemiştir.
Filistinliler terörist, İsrailliler mağdur gibi sunulur.
Siyonizmi eleştirmek “antisemitizm” olarak yaftalanır.
Bu hegemonya, popüler kültürün önemli bir parçasıdır.
45. Siyonist ideolojiye karşı durmak antisemitizm midir?
Hayır.
Siyonizm karşıtlığı, bir ideolojinin ve siyasi uygulamaların eleştirisidir.
Siyonizme karşı olan binlerce Yahudi olduğu gibi, antisemit olmadan İsrail’i ve Siyonizmi eleştirmek mümkündür.
Bu fark özellikle bilinçli olarak çarpıtılmaktadır.
BÖLÜM 4 – SİYONİZM VE FİLİSTİN MESELESİ
46. Siyonizm Filistin halkına ne yaptı?
Siyonizm, Filistin halkını vatanından eden, toplu sürgünlere, etnik temizliğe ve soykırım suçlarına yol açan bir işgalci ideolojidir.
1948’deki Nakba ile başlayan bu süreç; yerleşimci koloniler, sistematik baskılar, mülteci kampları ve apartheid rejimi ile devam etmektedir.
47. Filistinlilerin topraklarına nasıl el konuldu?
Filistinlilere ait topraklar askeri işgal, zorla tahliye, yasa dışı yerleşim birimleri ve mülkiyet yasaları yoluyla gasp edildi.
48. Nakba’nın sonuçları neler oldu?
Yaklaşık 700.000 Filistinli, köylerinden ve şehirlerinden sürüldü.
400’e yakın köy yerle bir edildi.
Mülteciler, komşu Arap ülkelerine sığındı ve bugün milyonlarca Filistinli hâlâ mülteci konumundadır.
Nakba, Filistin halkının hafızasında büyük bir travma ve direnişin temel nedenidir.
49. İsrail işgali uluslararası hukuka göre meşru mu?
Hayır.
1967’de başlayan Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’ün işgali, BM kararlarına aykırıdır.
4. Cenevre Sözleşmesi’ne göre işgal altındaki topraklara yerleşim birimleri kurmak suçtur.
Uluslararası Adalet Divanı, İsrail’in duvar inşasını ve yerleşim faaliyetlerini yasadışı ilan etmiştir.
50. İsrail’in yerleşim politikaları ne anlama geliyor?
Yerleşim politikası, Filistin topraklarında Yahudi yerleşimciler için kurulan kolonilerdir.
Bu uygulama, fiilî işgali pekiştirir, toprakları böler ve Filistinli nüfusu çepeçevre kuşatır.
Aynı zamanda Araplara ait tarım arazilerine el konularak ekonomik yıkım da yaratılır.
51. Filistin halkı bu işgale nasıl tepki verdi?
Filistin halkı hem sivil hem de silahlı direniş yollarını benimsedi.
FKÖ, El-Fetih, Hamas gibi çeşitli oluşumlar doğdu.
1987’de başlayan 1. İntifada ve 2000’deki 2. İntifada, halkın topyekûn direnişini simgeler.
Aynı zamanda uluslararası diplomatik mücadele de yürütülmektedir.
52. Hamas Siyonizm karşısında nasıl bir pozisyondadır?
Hamas, Siyonizmi işgalci ve gayrimeşru bir ideoloji olarak tanımlar.
1987’de kurulan Hamas, silahlı direnişi temel strateji olarak benimser.
Hem Filistin halkının haklarını savunmak hem de İslamî değerleri korumak adına mücadele yürütür.
İsrail tarafından “terör örgütü” ilan edilse de, halk nezdinde büyük bir meşruiyete sahiptir.
53. İsrail neden sürekli Gazze’yi hedef alıyor?
Gazze, Filistin direnişinin simgesi haline gelmiş ve İsrail’in kontrolünü kabul etmemiştir.
2007’den bu yana ağır bir abluka altındadır.
Her direniş hareketi bahane edilerek yoğun bombardıman, sivil hedeflere saldırı ve altyapının çökertilmesi gibi yöntemler uygulanmaktadır.
Amaç, halkı yıldırmak ve direnişi yok etmektir.
54. Gazze ablukası uluslararası hukuka uygun mu?
Hayır.
2007’den bu yana süren abluka, kolektif cezalandırma olarak tanımlanır ve uluslararası hukuka aykırıdır.
Gıda, ilaç, enerji ve inşaat malzemeleri gibi temel ihtiyaçların girişine kısıtlama getirilmesi; sivillerin hedef alınması anlamına gelir ve savaş suçudur.
55. İsrail’in kullandığı savaş yöntemleri uluslararası normlara uygun mu?
Hayır.
İsrail, sivil alanları bombalamak, fosfor bombası kullanmak, gazeteci ve sağlık çalışanlarını hedef almak gibi birçok savaş suçu işlemiştir.
BM raporlarında ve bağımsız insan hakları örgütlerinin belgelerinde bu durum ayrıntılı olarak yer alır.
56. Siyonist yerleşimciler kimlerdir ve nasıl davranırlar?
Bunlar çoğunlukla radikal dini Siyonistlerdir.
Filistin topraklarında kurdukları yerleşim birimlerinde yaşarlar. Filistinli çiftçilere saldırmak, zeytinlikleri yakmak, çocuklara zarar vermek gibi çok sayıda şiddet eylemine karışırlar.
İsrail devleti bu eylemleri çoğu zaman görmezden gelir ya da destekler.
57. Filistinlilerin vatandaşlık hakları var mı?
İsrail vatandaşı olan bazı Filistinliler bulunsa da, Batı Şeria ve Gazze’deki milyonlarca Filistinli ne İsrail vatandaşıdır ne de Filistin devleti tarafından tanınırlar.
Kimliksiz, pasaportsuz, hareket kısıtlaması olan, seçme-seçilme hakkından mahrum milyonlarca insan bu topraklarda yaşam mücadelesi verir.
58. İsrail’deki apartheid sistemi nedir?
Apartheid, etnik temelli ayrımcılığa dayalı bir sistemdir.
İsrail, Yahudilerle Araplar arasında eğitim, sağlık, ulaşım, vatandaşlık ve hukuki muamele gibi alanlarda ciddi ayrımlar uygular.
Uluslararası Af Örgütü ve Human Rights Watch gibi kurumlar bu durumu açıkça “apartheid” olarak tanımlar.
59. İsrail’in Kudüs politikası nedir?
İsrail, 1967’de işgal ettiği Doğu Kudüs’ü “başkenti” ilan etti.
Ancak bu durum hiçbir zaman uluslararası alanda meşru sayılmadı.
Filistinliler Kudüs’ü gelecekteki devletlerinin başkenti olarak görürken, İsrail burada yeni yerleşim birimleri kurmakta ve Filistinlilerin mülklerine el koymaktadır.
60. Filistin meselesi çözülmeden barış mümkün mü?
Hayır.
Filistin meselesi Ortadoğu’nun merkezinde yer alır.
Siyonist işgal sona ermeden, mülteciler yurtlarına dönemeden ve bağımsız bir Filistin devleti kurulmadan gerçek bir barıştan söz etmek mümkün değildir.
Bu mesele sadece siyasi değil, insani ve ahlaki bir meseledir.
BÖLÜM 5 – ULUSLARARASI SİYASET VE LOBİ GÜCÜ
61. Siyonizm uluslararası siyaseti nasıl etkiler?
Siyonizm, başta ABD olmak üzere Batı siyasetini büyük ölçüde etkilemektedir.
Siyonist lobiler, hükümet politikalarına yön vermekte, İsrail karşıtı duruşları cezalandırmakta ve medya/akademi üzerinden algı yönetimi yapmaktadır.
Özellikle ABD’de bu etki derin ve sistematik hâle gelmiştir.
62. AIPAC nedir ve ne iş yapar?
AIPAC (American Israel Public Affairs Committee), ABD’de faaliyet gösteren en güçlü Siyonist lobi kuruluşudur.
Kongre üyeleri üzerinde baskı kurar, İsrail lehine yasalar çıkmasını sağlar, İsrail’e askeri ve ekonomik yardım yapılmasını temin eder.
Seçim kampanyalarına doğrudan ve dolaylı destek verir.
63. ABD neden İsrail’i bu kadar destekler?
ABD’nin İsrail desteği üç temel nedene dayanır:
Ortadoğu’daki stratejik çıkarlarını korumak,
Güçlü Siyonist lobilerin baskısı,
“İsrail Tanrı’nın vaadi” gibi dini saiklerle hareket eden Evanjelist grupların etkisi.
64. Evanjelist Hristiyanlar neden Siyonizmi destekliyor?
Evanjelistler, Tevrat’ta geçen “vaat edilmiş topraklar”ın Yahudilere ait olduğuna inanırlar.
Onlara göre İsrail’in kurulması, Mesih’in ikinci gelişi için bir ön koşuldur.
Bu nedenle, dini motivasyonlarla İsrail’e koşulsuz destek verirler.
Bu destek tamamen teolojik ama sonuçları siyasidir.
65. Siyonist lobiler sadece ABD’de mi etkilidir?
Hayır.
İngiltere, Fransa, Kanada, Almanya, Avustralya gibi ülkelerde de Siyonist etkiler görülür.
Bu ülkelerde medya, akademi, hukuk, finans ve siyaset alanlarında İsrail yanlısı pozisyonlar güçlendirilir.
Avrupa’daki birçok hükümet İsrail’i eleştirmekten çekinir çünkü “antisemitizm”le suçlanma korkusu vardır.
66. Medya kuruluşları Siyonizmle nasıl ilişkilidir?
Birçok küresel medya grubu (CNN, Fox, BBC, Reuters vb.) Siyonist sermayenin doğrudan ya da dolaylı etkisi altındadır.
Bu nedenle İsrail yanlısı haber dili benimsenir, Filistin direnişi terör olarak sunulur, İsrail’in suçları ise ya gizlenir ya da “meşru savunma” olarak gösterilir.
67. Hollywood Siyonist propaganda aracı mıdır?
Evet. Hollywood sineması, İsrail’i mağdur ve meşru, Filistinlileri ise saldırgan ve ilkel gösterecek şekilde kurgulanır.
Örnek olarak Munich, Exodus ve The Spy gibi filmler verilebilir.
Bu sayede kitlelerin bilinçaltına Siyonist anlatı yerleştirilir.
68. Siyonist lobilerin akademi üzerindeki etkisi nedir?
ABD ve Avrupa’daki birçok üniversitede İsrail karşıtı araştırmalar ya sansürlenir ya da fon desteği kesilir.
Bazı akademisyenler, İsrail’i eleştirdikleri için görevden alınmakta ya da hedef gösterilmektedir.
Buna “akademik apartheid” denmektedir.
69. Siyonizmle mücadele eden kurumlara ne olur?
Bu kurumlar baskıya, mali engellere, medya linçine veya “antisemitizm” yaftasına maruz kalır.
Uluslararası Af Örgütü, Human Rights Watch gibi kuruluşlar İsrail’i eleştirince hedef alınmıştır.
BM’nin İsrail karşıtı raporlarını hazırlayan raportörlerin görevlerine son verilmiştir.
70. Antisemitizm suçlaması nasıl bir silahtır?
Siyonistler için “antisemitizm” en etkili susturma aracıdır.
Her türlü İsrail eleştirisi bu etiketle bastırılır.
Böylece hem eleştiriler meşru olmaktan çıkarılır hem de ifade özgürlüğü tehdit altına alınır.
Bu söylem, özellikle Batı’da ciddi bir otosansür ortamı meydana getirir.
71. Siyonist lobiler ekonomi dünyasında nasıl etkilidir?
Küresel finans çevrelerinde güçlü Siyonist isimler vardır.
Bankacılık, teknoloji, medya, sigorta ve yatırım alanlarında etkili konumlarda yer alırlar.
Bu güç, hem İsrail’e ekonomik destek olarak döner hem de muhalif yapıların ekonomik olarak çökertilmesi için kullanılır.
72. İsrail, Afrika ve Asya’da nasıl nüfuz kuruyor?
İsrail, teknoloji, güvenlik, tarım ve silah yardımları yoluyla Afrika ve Asya’daki birçok rejimle işbirliği yapmaktadır.
Özellikle despotik yönetimlerle kurduğu ilişkilerde gözetim teknolojileri, baskı araçları ve ajan eğitimi sağlamaktadır.
Bu, Siyonizmin küresel güvenlik endüstrisindeki rolünü artırmaktadır.
73. İsrail, BM’de neden sürekli korunuyor?
ABD, İsrail aleyhine çıkabilecek neredeyse her BM kararını veto eder.
Bu nedenle İsrail’in işgalleri, savaş suçları ve insan hakları ihlalleri cezasız kalır.
BM Güvenlik Konseyi’nin yapısı, İsrail’in dokunulmazlığını garanti altına alacak şekilde işler.
74. Uluslararası Ceza Mahkemesi İsrail’i neden yargılamıyor?
Siyasi baskılar, diplomatik tehditler ve lobi faaliyetleri nedeniyle ICC (Uluslararası Ceza Mahkemesi), İsrail’e karşı etkin bir adım atamamıştır.
Batılı ülkeler, mahkemenin yetki alanını sınırlamakta veya dava açılmasını engellemektedir.
Bu durum “cezasızlık kültürü”nü besler.
75. Küresel boykot kampanyaları işe yarıyor mu?
Evet.
BDS (Boycott, Divestment, Sanctions – Boykot, Yatırımları Geri Çekme ve Yaptırımlar) hareketi, İsrail’i ekonomik, kültürel ve akademik olarak izole etmeyi hedefler.
Bu kampanya sayesinde bazı şirketler İsrail ile olan bağlarını koparmış, üniversiteler iş birliklerini dondurmuştur.
İsrail hükümeti bu kampanyayı “varoluşsal tehdit” olarak tanımlar.
BÖLÜM 6 – SİYONİZM VE TÜRKİYE
76. Siyonizmin Türkiye’ye bakışı nasıldır?
Siyonist ideoloji, Türkiye’yi hem bir tehdit hem de fırsat olarak görür.
Tehdit çünkü Türkiye; İslam dünyasının merkezidir, tarihsel hafızaya sahiptir ve potansiyel bir direniş odağıdır.
Fırsat çünkü stratejik konumu, ekonomik gücü ve NATO üyeliği sayesinde Siyonist planlara araç olabilir.
77. Türkiye’de Siyonizmin etkisi var mı?
Evet.
Siyonist etkiler özellikle medya, akademi, siyaset ve ekonomi alanlarında hissedilir.
Türkiye’de İsrail yanlısı lobiler ve Batı merkezli analizler etkili olmaktadır.
Ayrıca bazı siyasi ve bürokratik kadrolar, Siyonist çıkarlarla uyumlu pozisyonlar alabilmektedir.
78. Türkiye-İsrail ilişkilerinde kırılma noktaları nelerdir?
1950’de İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke Türkiye oldu.
Bir dönem askeri iş birlikleri zirve yaptı.
Ancak 2010’daki Mavi Marmara baskını sonrası ilişkiler büyük yara aldı.
79. Mavi Marmara olayı neydi ve neden önemlidir?
2010’da Gazze ablukasını delmek isteyen sivil yardım filosuna, İsrail ordusu uluslararası sularda saldırdı.
9 Türk vatandaşını şehit etti.
Bu olay, Siyonizmin sivil hedef tanımadığını ve Türkiye vatandaşlarını bile hedef alabileceğini gösterdi.
80. Türkiye’deki İsrail lobisi kimlerden oluşur?
İsrail lobisi medya patronları, iş dünyası temsilcileri, bazı akademisyenler ve diplomatik çevrelerden oluşur.
Bunlar, İsrail lehine kamuoyu oluşturmak, Filistin direnişini karalamak ve Türkiye’nin dış politikasını Batı’ya uyumlu hâle getirmek için çalışırlar.
81. Siyonizm ile FETÖ arasında bir ilişki var mı?
Çok sayıda bağımsız araştırma ve istihbarat raporu, FETÖ’nün Siyonist yapılarla ilişkili olduğunu göstermektedir.
Özellikle ABD ve İsrail’deki bazı kuruluşlardan destek aldığı, Türkiye’nin İslamî ve millî yapısını çözmek için kullanıldığı tezleri yaygındır.
82. İsrail’in Türkiye’deki toprak planları var mı?
Evet.
Siyonist literatürde “Arz-ı Mev’ud” sınırları içinde Türkiye’nin güneydoğusu da yer almaktadır.
GAP bölgesine, su kaynaklarına, enerji yatırımlarına yönelik ilgiler dikkat çekicidir.
Ayrıca toprak satışı, maden ruhsatları ve tarım projeleri üzerinden dolaylı nüfuz kurulmaktadır.
83. Siyonizm, Türkiye’nin milli güvenliği açısından bir tehdit midir?
Kesinlikle evet.
Siyonizm sadece dış politik bir sorun değil, Türkiye’nin iç bütünlüğü, dini ve milli kimliği, ekonomik egemenliği ve güvenlik yapıları için doğrudan bir tehdittir.
İsrail ile yapılan her iş birliği bu tehdidi büyütmektedir.
84. Türkiye’deki “normalleşme” söylemleri ne anlama gelir?
Bu söylemler, İsrail’le diplomatik ilişkilerin yeniden canlandırılması ve ekonomik iş birliklerinin artırılması anlamına gelir.
Ancak bu “normalleşme”, Siyonist işgalin ve Filistin halkına zulmün meşrulaştırılması riskini taşır.
Toplumsal vicdan bu tür adımlara büyük tepki göstermektedir.
85. Türkiye, Siyonizmle nasıl mücadele edebilir?
İncirlik ve Kürecik gibi üsleri kapatarak,
İsrail’le askeri ve ticari iş birliklerine son vererek,
Kamuoyunu bilinçlendirerek,
Filistin davasına aktif ve sahici destek vererek,
İçerideki Siyonist etkileri tasfiye ederek bu mücadele verilebilir.
Mücadele, sadece siyasi değil, kültürel, ekonomik ve ideolojik düzeyde yürütülmelidir.
BÖLÜM 7- SİYONİZM’E KARŞI TEPKİLER
86. Siyonizme karşı çıkan Yahudi gruplar var mı?
Evet.
Özellikle Ortodoks Yahudilerden oluşan Neturei Karta gibi yapılar, Siyonizmi Tanrı’nın iradesine aykırı bir isyan olarak görür.
Onlara göre Mesih gelmeden Yahudi devleti kurmak günahkârca bir girişimdir.
Bu gruplar Filistinlilerle dayanışma içindedir ve İsrail’i tanımazlar.
87. Antisiyonist Yahudiler kimlerdir?
Antisiyonist Yahudiler, hem dindar hem de seküler olabilir.
Kimileri inançları gereği, kimileri ise ahlaki ve insani gerekçelerle Siyonizme karşı çıkar.
Noam Chomsky, Ilan Pappe gibi akademisyenler Siyonizmi eleştiren önemli Yahudi entelektüellerdendir.
88. İslam dünyası Siyonizme karşı nasıl tavır aldı?
İslam dünyasında halklar düzeyinde ciddi bir Siyonizm karşıtlığı vardır.
Ancak birçok yönetim, Siyonist projeye karşı yeterli direnci göstermemiştir.
Son yıllarda bazı Arap rejimlerinin İsrail’le normalleşme anlaşmaları yapması, bu zayıf tavrın açık göstergesidir.
89. Türkiye halkı Siyonizme karşı ne düşünüyor?
Türkiye’de toplumun büyük çoğunluğu Siyonizmi bir tehdit ve zulüm ideolojisi olarak görür.
Filistin davasına duyarlılık çok yüksektir.
Ancak siyasal düzeyde zaman zaman çelişkili adımlar atılsa da, kamuoyu baskısı bu konuda belirleyici olmaya devam etmektedir.
90. Hangi İslami hareketler Siyonizme karşı aktif mücadele yürütmektedir?
Hamas, Hizbullah, İran İslam Cumhuriyeti, İslami Cihad Hareketi, Türkiye’deki bazı sivil toplum kuruluşları (örneğin AGD, MGV, İHH) Siyonizme karşı mücadele eden önemli aktörlerdir.
Bu mücadele sadece silahlı değil; aynı zamanda siyasi, insani ve ideolojik cephelerde sürmektedir.
91. Boykot hareketleri ne kadar etkili?
BDS (Boykot, Yatırımları Geri Çekme ve Yaptırımlar) hareketi, Siyonizme karşı etkili bir küresel baskı aracına dönüşmüştür.
İsrail’in kültürel, akademik ve ekonomik alandaki meşruiyeti sarsılmaktadır.
Bazı şirketler, BDS baskısıyla İsrail yatırımlarından çekilmiştir.
92. Uluslararası toplum Siyonizme neden net tavır koyamıyor?
Çünkü Siyonist lobiler medya, ekonomi ve siyaset üzerinde çok güçlüdür.
Ayrıca Batılı devletlerin “Holokost suçluluğu” üzerinden geliştirdiği fikri karmaşa, İsrail’e dokunmamayı bir tabu haline getirmiştir.
Bu nedenle çoğu devlet sessiz kalmakta veya ikiyüzlü açıklamalarla yetinmektedir.
93. BM ve uluslararası hukuk Siyonizmi neden durduramıyor?
BM kararları genellikle bağlayıcı değildir.
Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin veto gücü, İsrail’e yönelik her türlü yaptırımı engeller.
Ayrıca uluslararası ceza mekanizmaları, güçlü devletlerin baskısıyla etkisiz hale getirilmiştir.
Hukuk, güç karşısında işlevsiz kalmaktadır.
94. Siyonizme karşı direniş sadece Müslümanların görevi midir?
Hayır.
Siyonizm, yalnızca İslam dünyasına değil, insanlığa karşı bir tehdittir.
Irkçılığa, sömürgeciliğe ve işgale karşı çıkan her vicdan sahibi, bu ideolojiye karşı tavır almakla yükümlüdür.
Bu mücadele evrensel bir ahlaki sorumluluktur.
95. Siyonizme karşı etkili bir mücadele nasıl yürütülmeli?
Küresel boykot ve bilinçlendirme kampanyaları,
Eğitim, medya ve kültürel cephede ideolojik karşı duruş,
Siyasi baskılar ve kamuoyu oluşturma,
İslami birlik ve dayanışma,
Yerli iş birlikçilerden arınma,
bu mücadelenin vazgeçilmez adımlarıdır. Siyonizmle sadece silahla değil, fikirle, iradeyle ve imanla mücadele edilir.
BÖLÜM 8 – GÜNCEL MESELELER VE GELECEK
96. Gazze’de yaşananlar Siyonist planın bir parçası mı?
Evet.
Gazze, İsrail’in kontrol altına alamadığı tek Filistin parçasıdır.
2006’daki seçimleri Hamas’ın kazanmasıyla birlikte Gazze, Siyonist planlara karşı bir direniş odağı haline geldi.
Uygulanan abluka, sistematik yıkım, elektrik, su ve gıda kısıtlamaları; bir halkı topyekûn imha etme stratejisidir.
Bu, Siyonizmin uygulamalı yüzüdür: direneni yok et.
97. Arz-ı Mev’ud (Vaat Edilmiş Topraklar) projesi hâlâ geçerli mi?
Evet.
Siyonist ideoloji, sınırlı bir devlet fikriyle yetinmez.
“Nil’den Fırat’a” uzanan büyük İsrail hayali, İsrail ordusunun armasında, bazı Siyonist politikacıların açıklamalarında ve yerleşim politikalarında hâlâ canlıdır.
Türkiye’nin güneydoğusu, Irak’ın kuzeyi, Suriye, Ürdün ve Mısır bu planın hedefindedir.
98. Siyonizm dijital çağda nasıl bir strateji izliyor?
Siyonist yapılar; sosyal medya, büyük veri, algoritmalar ve dijital izleme teknolojilerini propaganda ve istihbarat için kullanıyor.
Özellikle “hasbara” denilen dijital savunma ve karşı propaganda birimleri, sosyal medyada İsrail karşıtı içerikleri sansürletmek, hedef göstermek veya dezenformasyon yaymakla görevli.
99. İsrail’in geleceği ne olacak?
Kısa vadede askeri, teknolojik ve diplomatik gücüyle varlığını sürdürebilir.
Ancak uzun vadede bu işgal rejiminin meşruiyeti aşınmaktadır.
Demografik değişim, içerideki toplumsal çatlaklar (dindar-laik, Aşkenaz-Sefarad, Yahudi-Arap) ve küresel bilinçlenme, İsrail’i içeriden çözüme zorlayacaktır.
İsrail, ya dönüşecek ya da çökecektir.
100. Siyonizm sona erebilir mi?
Tarihte hiçbir zulüm ebedi olmamıştır.
Siyonizm de modern çağın en tehlikeli ideolojik işgal projelerinden biridir.
Bu proje, Filistin halkının direnişi, küresel uyanış ve İslam dünyasının yeniden silkinişiyle sona erdirilebilir.
Bu sadece siyasi bir hedef değil, insanlık onuru adına bir zorunluluktur.