Geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansı’nın duyurduğu bir gelişme, mazlum coğrafyaların kaderini masa başında belirleme alışkanlığının hâlâ sürdüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.

Bu doğrultuda; Türkiye, 16 ülke, Avrupa Birliği ve Arap Birliği’nin imzasıyla New York’ta bir bildiri yayımlandı.

Bildirinin ana başlıkları şu şekilde oluştu:

– Tüm Filistin topraklarında yönetim Filistin Yönetimi’ne (Mahmud Abbas) devredilmeli,

– İki devletli çözüm hayata geçirilmeli,

– Hamas silah bırakmalı (Türkiye’nin bu maddeye şerh koyduğu ifade ediliyor)

Ve ne yazık ki…

Bu bildiride 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı, “sivillere yönelik saldırı” olarak da kınandı.

Sormak gerekir;

Bu nasıl bir bildiridir ki, 75 yıldır işgal altında tutulan bir halkın direnişini kınıyor ama on binlerce Gazzelinin cesedi üzerine oturmuş İsrail rejimini hâlâ “taraf” olarak muhatap alıyor?

Bu nasıl bir bildiridir ki, emperyalizmin desteğiyle kurulmuş bir apartheid rejimini tanırken, onunla savaşan halkın evlatlarına silah bırak çağrısı yapıyor?

Filistin meselesi, sadece bir toprak meselesi değildir. Bu, ümmetin namusu, İslam’ın izzeti, insanlığın onurudur.

Gazze bugün sadece bombaların hedefi değil; aynı zamanda Batı’nın çifte standartlarının, İslam ülkelerinin zillet içindeki suskunluğunun ve birçok İslam ülkesinin yönetiminin ihanetinin de hedefidir.

Ve bu tablo karşısında hâlâ “iki devletli çözüm”ü önermek, bu ümmetin aklıyla alay etmektir.

Sormak isterim;

Oslo’dan bu yana kaç çözüm önerisi masaya kondu?

Kaçı Filistin’e umut oldu?

Kaçı topraklarımızı özgürleştirdi?

Bugün New York’ta yayınlanan bu bildiri, masa başı çözüm arayanların iflasını belgelemektedir.

Çünkü ortada artık masa yoktur, harabeye dönmüş bir Gazze vardır.

Çünkü ortada artık taraflar yoktur; bir yanda işgalci, diğer yanda ise direnmekten başka çaresi kalmamış bir halk vardır.

Ve en hazin olanı:

Bu bildiride, 7 Ekim Aksa Tufanı’nın “sivillere yönelik saldırı” olarak kınanmasıdır.

Aksa Tufanı, bir milletin 75 yıllık suskunluğunun haykırışıdır.

Aksa Tufanı, zilletle yaşamaktansa şerefle ölümü tercih edenlerin feryadıdır.

Kimse kusura bakmasın; biz, Hamas’ı silah bıraksın diye değil, ümmetin onurunu savunsun diye destekliyoruz.

Ve ifade ediyoruz ki;

Biz Hamas’ın askerleriyiz.

Zira biz Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın evlatlarıyız.

Bu bağlamda da New York Bildirisi’ne karşı Milli Görüş Bildirisi’nin neferleriyiz.

Milli Görüş Bildirisi nedir, biliyor musunuz?

Evvela İsrail’in işgalci bir terör unsuru olduğunu bilmektir.

Meşruiyetten uzak olan İsrail’in sadece 7 Ekim sonrası değil, 75 yıldır Filistin’i işgal eden, sivilleri hedef alan, çocukları katleden bir terör oluşumu olduğunu dile getirmektir.

Bu rejimin meşruluğunu tanımanın, Filistin davasına ihanet etmek olduğunu bilmektir.

Akabinde…

Filistin’in gerçek temsilcisinin Mahmud Abbas değil, Hamas olduğunu demektir.

Ve sonrasında…

İki devletli çözüm tuzağına düşmemektir.

İki devletli çözüm denilen projenin Filistin topraklarının %78’ini İsrail’e peşkeş çeken, %22’lik parçalanmış bir coğrafyada kukla bir yapı öngören bir teslimiyet planı olduğunu unutmamaktır.

“Kudüs dahil tüm Filistin özgürleşmeden barıştan söz edilemez” demektir.

Hamas’a sahip çıkmaktır.

“Hamas’ın silah bırakması değil, tüm ümmetin onunla omuz omuza vermesi gerekir” diye haykırmaktır.

Aksa Tufanı’nı onurumuz bilmektir.

7 Ekim 2023’te başlatılan Aksa Tufanı’nın, sivilleri hedef alan bir terör değil; 75 yıllık işgalin kırılma noktası olduğunu herkese anlatmaktır.

Mazlum halkların direniş hakkını savunmaktan asla vazgeçmemektir.

Son olarak;

Şu hakikatleri haykırmaktan geri durmamaktır;

– Tüm İslam ülkeleri işgalci İsrail rejimiyle siyasi, ekonomik ve askerî tüm ilişkilerini kesmelidir.

– Tüm ambargolar delinmeli, Gazze’ye kesintisiz insani yardım ulaştırılmalıdır.

– Filistin direnişi her düzeyde desteklenmeli, meşru savunma hakkı tanınmalıdır.

– Türkiye, D-8 başta olmak üzere İslamî kurumları harekete geçirerek işgale karşı küresel bir blok oluşturmalıdır.

Kısacası;

New York Bildirisi’ne karşı Milli Görüş Bildirisi’ne sahip çıkma zamanıdır.

Cenab-ı Allah yardımcımız olsun.