Bugün sizi bir kişi ile tanıştıracağım. İsmi Simon Aykut.

Aslen Yahudi olan bu şahıs 1950 Bergama doğumlu…

Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak dünyaya gelen Aykut’un ismine Resmî Gazete’nin 23 Eylül 1977 tarihli 16063 sayılı nüshasında rastlıyoruz.

Resmi Gazete’nin söz konusu nüshasında “Türk vatandaşlığından çıkma izni” ve “Türk vatandaşlığını kaybettirme” isimleri ile iki liste bulunuyor.

Evet…

Söz konusu nüshada “Türk vatandaşlığını kaybettirme” listesinde yer alan isimlerden biri de 1950 doğumlu Simon Aykut oluyor.

Bay Simon’un Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından neden çıkarıldığına dair net bir ifade bulunmuyor.

Ancak…

Anayasaya göre Yasal olarak bir suçun sabit olmasından dolayı vatandaşlıktan çıkarılma işlemi yapılabiliyor.

Öte yandan söz konusu suç ihtimalleri arasında şunlar yer alıyor:

• Yabancı bir devletin, Türkiye’nin menfaatlerine uymayan herhangi bir hizmetinde bulunup da bu görevi bırakmaları kendilerine yurt dışında dış temsilcilikler, yurt içinde ise mülki idare amirleri tarafından bildirilmesine rağmen, üç aydan az olmamak üzere verilecek uygun bir süre içerisinde kendi istekleri ile bu görevi bırakmayanlar.

• Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin her türlü hizmetinde Bakanlar Kurulunun izni olmaksızın kendi istekleriyle çalışmaya devam edenler.

• İzin almaksızın yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik yapanlar.

Bunlar, Simon Aykut’un Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmasına yönelik ihtimaller…

Gelin, biz devam edelim.

23 Eylül 1977 itibariyle aralarında Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da yer aldığı hükümet üyeleri tarafından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılan Aykut’un ismini kamuoyu yıllar sonra duyuyor.

O da ne?

Bir de bakıyoruz ki; Simon Aykut KKTC vatandaşlığı alıyor.

Yetmiyor, KKTC’de İsrail bağlantılı kişi ve kurumlarca gerçekleştirilen işgal faaliyetinin de ön sıralarında bulunuyor.

Aslına bakarsanız;

Simon Aykut’un KKTC vatandaşlığı alma nedeni de İsrail bağlantılı işgal faaliyetleriyle ilişkili…

Zira KKTC vatandaşı olan bir birey, adanın kuzeyinde istediği miktarda taşınmaz mal satın alabiliyor.

Simon Aykut da yasalardan istifade ederek KKTC’deki İsrail işgalinin en üst kademedeki isimlerinden biri oluyor.

Devam edelim.

Günler, haftalar, aylar ve hatta yıllar bu şekilde geçerken Simon Aykut bir gün adanın güneyine geçiyor.

Kıbrıs adasının güneyine adım attığı anda da GKRY güvenlik güçleri tarafından tutuklanıyor.

Gerekçe mi?

KKTC topraklarını kendi toprakları olarak gören Rumlar, Aykut’un İsrail bağlantılı faaliyetlerini bir işgal girişimi olarak nitelendiriyor.

Anlayacağınız;

Rumlar, Simon Aykut’a “Sen bizim topraklarımızı işgal edemezsin” diyor.

Garip geldi, değil mi?

Evet, KKTC makamlarının yapması gereken şeyi GKRY yapıyor.

Durun durun, skandal bununla da bitmiyor.

Uzun süredir Rum Kesimi’nde hapis yatan Aykut’a İsrail ile birlikte en çok sahip çıkanlar arasında KKTC makamları yer alıyor.

İşin bir diğer boyutu da şu;

İsrail’in en büyük müttefiklerinden olan GKRY bile söz konusu “milli çıkarları” olduğunda İsrail’e kafa tutabiliyor.

Söze gelince İsrail’e yönelik demediğini bırakmayan biz ise İsrail bağlantılı bir işgalciyi -kendi topraklarımızı işgal etmesine rağmen- hala daha savunabiliyoruz.

Neyse sözü çok uzattım.

Biliyor musunuz?

Ben şaşırmayı bırakalı çok oldu.