Uzunca bir zamandır dikkatimi ve okumalarımı bir noktada odakladım. Kafkasya, İran ve Rusya üzerine okuyor ve düşünüyorum. Son bir haftadır da elimde Rus Çarı I. Petro'nun vasiyetnamesini gezdiriyorum. Bu vasiyetname sonrasında Rus dış politikasının izlerini kendi ifadesi ile bu talimatname üzerinden okumaya, anlamaya çalışıyorum. Rusya'nın tarihsel belleği diri ve siyasi, askeri tutum bu bellek üzerinden yürütülüyor. Putin'in Ukrayna saldırısı öncesinde dünya' ya duyurduğu bu söylemin ipuçları çok güçlü şekilde Rus Çarı I. Petro'nun vasiyetnamesinde mevcuttur. Dikkatle incelendiğinde diğer bölgesel tutumların, algı, perspektif ve paradigmaya esas oluşturan pek çok değer noktası da Çar I. Petro'nun çağları aşan vasiyetnamesinde gizli. İnşallah bu yazımı bir sonraki hafta paylaşacağım. Tam da Rus Dış politikasında Çar Petro'nun İzlerini yazmaya başlamıştım ki; başladığım gün can sıkıcı bir olay uluslararası kamuoyunda yeniden gündeme geldi. Afganistan'daki Taliban Hükümeti yükseköğretimde kız öğrencilerin eğitimi konusundaki tutumunu açıkladı. Nispeten konuyu kaynak ve alt yapı eksikliğine bağlasa da can sıkıcı bir duyuruyu resmi kaynaklardan yapmış oldu. Uluslararası kuruluşlar ve özellikle propaganda fırsatı kollayanlar için iyi bir fırsat.

Taliban'ın yeniden iktidara geliş süreci sonrasında 6-7 makale, röportaj, rapor ve sunum yaptım. Afganistan'ın tarihsel hikayemizdeki yeri yanında son yüz yıllık sürecin üzerinde durdum en çokta son 30 yıldır bölgede ortaya koyduğumuz performansın. Yaptığımız devasa yatırım ve tarihsel bağlarımızın bizi Afganistan'a mecbur kıldığını anlatmaya çalıştım. Ülke içinde ve dışında ortaya çıkan devasa karşı propagandaya karşılık Afganistan halkını merkeze alan bir yaklaşımı tercih ettim. Bugün Afganistan, Türkiye ilişkileri hamd olsun makul bir noktaya oturdu ve en azından ABD'nin Türkiyesiz bir Afganistan projesi taca atıldı. Bugün tekrar normal süreç işlese de Afganistan her açıdan oldukça zor durumda.

Yokluk ve ağır kış şartları altında büyük bir mücadele verilmeye çalışılıyor. Taliban taahhüt ettiği iç istikrarı nispeten sağladı ve küresel sistemin kendisinden beklemediği bir performans ortaya koyuyor. Bu konuda işbirliği yaptığı ülkelerden de destekler geliyor. Bu ülkelerden en önemlisi tartışmasız Türkiye ve Taliban Hükümeti bunu her durumda ifade ediyor. Başlangıçta uluslararası ve ülke içi şer odakları eliyle oluşturulan fitne temizlendi ve makul sayılabilecek bir etkileşim oluştu hamd olsun. Bu konuda fitnenin en yükseldiği bir zamanda inisiyatif alarak bu fitnenin ortadan kalkmasına önemli katkı sağlayan bir ismi hatırlamadan geçemeyiz. Rahmetli büyüğümüz Oğuzhan Asiltürk ağabey ile bir dar ekip ile yaptığımız istişare üzerinden kaleme alınan bir mektup çok büyük işler yapmıştı. Allah kendisinden razı olsun ve gani gani rahmet etsin. Afganistan halkına ve Taliban hükümetine yönelik olarak kaleme aldığımız bu mektup rahmetli ağabeyimizin sosyal medya hesabındaki son paylaşımı olarak canlı bir şahittir. Makamı cennet olsun.

Taliban ve Afganistan konusunda uzun uzun yazdığım için tekrar aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Bu sebeple bu yazının sonuna inşallah yazdığımız makalelerin linkini bırakacağım. Bugün burada Yükseköğretimdeki sınırlama konusunu tartışmak istiyorum.

Afganistan'da Bitmeyen Kriz……

Kızların eğitim hayatına girmesi konusu daha önceki iktidar sürecinde olduğu gibi yeni iktidarında da Taliban Hükümetini en çok meşgul eden bir konu. Geçmiş dönemdeki sert tedbirler sebebiyle bu sefer ihtiyatlı bir tutum oluşturan Taliban bu sefer yapıcı bir adım atarak kızların okullaşmasına engel olmayacağını bazı prensipler oluşturacağını ilan ederek olumlu bir hava yaratmıştı ve buna yönelik tedbirlerle de tutarlılığını sürdürüyordu. Fakat bu hafta başı yapılan açık duyuru ile yükseköğretimde kızlara yönelik zorunlu bir sınırlama yapacağını ilan etti. Tabi Afganistan'dan başlayarak tüm dünyadan sesler haklı olarak yükseldi.

Peki, Afganistan hükümeti bu konunun yaratacağı krizi bildiği halde neden bu konudaki üslubunu sürdürüyor ve neden kendisini tartıştırıyor.

Bunun birkaç sebebi var. Birincisi Afganistan'daki Taliban hükümeti içindeki çeşitlilik, ikincisi kaynak ve imkanlarla ilgili sorunlar.

Malum Taliban medrese kökenli ve dini nosyona sahip bir hareket. Geleneksel formdaki medrese geleneği içinde yetişmiş kadroların bir dünya ve toplum tasavvuru var. Her ne kadar uluslararası temsilde vizyon sahibi aktörler öne çıksa da teşkilat dokusu geleneksel dini formunu koruyor ve bu doku bazı konuları hazmetmekte zorluk çekiyor. Bunun öncelikli sebebinin kaynaktan ziyade anlayış olduğunu düşünüyorum. Taliban teşkilat unsurlarının kadının eğitimi konusundaki, özellikle mesleki eğitim konusundaki hassasiyeti yeterince anlamadıkların düşünüyorum. Uluslararası algılar bir tarafa ülke içindeki zaruri kadın meslek gruplarının yetişmesine imkan sağlayan yükseköğretim tahdidinin yaratacağı maliyeti bence yeterince hesap etmiyorlar. Üstelik İran'da kadın merkezli kitlesel eylemlerin olduğu bir havzada böyle bir adım atmak çok anlamlı değil. Acilen ve şiddetle, imaj ve algı boyutundan bağımsız olarak kızların eğitim ve öğretimi konusunda bir yapısal tartışmayı yaparak bu konuyu artık hitama erdirmeleri gerekiyor.

İkinci sebep hükümete ait platformlarda şu şekilde ifade ediliyor. Maddi odaklı görülen sebepler şunlar.

-Uygun fiziki öğrenme ortamının bulunmaması

-Yetimler, yoksulluk sebebiyle günlük iaşe ve ihtiyaçların aileler ve devlet tarafından karşılanamıyor olması

-Uluslararası düzeyde taahhüt ve sözlerin uluslararası kuruluşlar ve devletler eliyle yerine getirilmemesi. Burada özellikle kastedilen Afganistan Devletine ait olan paranın serbest bırakılmaması.

Maddi sebepler olarak ortaya koyulan üç kadar sebep var bunlardan ilki ağır savaşlardan çıkmış olan ülkedeki fiziki imkanlar konusu. Eğitim alt yapı gerektiren bir konu tartışmasız. Yeterince okul, sınıf, laboratuvar ve öğretmen alt yapısına sahip olamadığı için bir ülkenin eğitimde sınırlandırmaya gitmesi sadece o ülkenin değil insanlığın ortak sorunu. Bu konuda önce kız öğrencilerden fedakarlık yapmak ise Afganistan hükümetinin bir hatası kanaatimce.

İkinci maddi sebep ise ailelerin bu eğitim sürecine destek veremiyor olmaları. Yetimlik ve öksüzlük sebebi ile eğitim öğretim görebilecek olan kız çocuklarının eğitimini üstlenecek bir ebeveyn yok. Buna karşılık bu yükü devletin sağlaması beklenir ki, ülkenin bu süreci sübvanse edecek bir sosyal politika finansmanı gözükmüyor. Uluslararası yardımlara muhtaç olan Afganistan şu hali ile yoksulluk sıralamasında en sonlara yerleşmiş durumda ve tehlike sinyalini çoktan verdi.

Üçüncü sebep ise uluslararası kuruluşların taahhüt ettikleri desteği vermemeleri ve daha da önemlisi Afganistan Hükümetine ait olan paraların Avrupa Bankalarında tutularak serbest bırakılmamış olması. Burada sadece BM sorumlu değil, İİT başta olmak üzere Müslüman ülkelerde gereken katkıyı sunabiliyor gözükmüyor.

Kısaca bir türlü çözülemeyen kızların eğitimi konusu dahili ve harici olmak üzere belli kıskaçlar altında. Bu sorunları zihinsel, düşünsel ve maddi sebepler olarak ele almakta mümkün.

Eğitim ve Öğretim Hak'tır Kısıtlanamaz.

Burada tartışmasız Afganistan'daki Taliban Hükümetine çok önemli görevler düşüyor ve hatta öncelikli görev onların. Kızların eğitim ve öğretimi konusundaki gereksiz mutaassıp tutumun ortadan kalkması gerekiyor. Din; kız çocuklarının eğitim ve öğretim görmesine, mesleki alanlarda uzmanlaşmasına karşı çıkmaz bilakis teşvik eder. Yapılması gereken sistem ve ilkelerdir. Bu konuda Taliban Hükümeti her ne kadar dışarıdan katkılara temkinli dursa da İslami ve pedagojik bağlamda bir katkı ihtiyaç gibi gözüküyor. Belki de eksik bilgi ve sistem bilgisi noksanlığından kaynaklı olan bu durum istişarelerle oradan kalkabilir. Eğitim ve öğretim hakkı kısıtlanamaz, devlet bu konudaki alt yapıyı sunmakla mükelleftir. Eğer bunu karşılayacak kaynak sorunu var ise açık çağrısını yükselttiğinde uluslararası sistem bu sorunun muhatabı olur ve gereğini yapmakla mükelleftir.

Süreçle İlgili Çözüm Önerileri…..

A. Sistemik Öneriler

Dini ve toplumsal benzerliklerimiz itibariyle bu konuda Afganistan'a en çok yardımcı olacak zihin düzlemi Türkiye'dir. Ülkemizden uzman kurum ve kuruluşlardan teşekkül edecek bir heyetin bu konuyla alakalı anlayış ve sistem sunmak amacıyla teşekkül ettirilerek Afganistan ile bir çalışma gerçekleştirmesi elzemdir. YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM, TİKA, YTB, Akademiler, Diyanet İşleri Başkanlığı, Maarif Vakfı ve İYC, İLEM vb. STK'ların destek vereceği bir heyet teşekkül ettirilerek Afganistan yönetimi ile bir araya getirilmelidir. Daha öncesinde Afganistan Hükümeti izni ile yapılacak bir saha çalışması bu sürece ışık tutacaktır.

Bu konuda bir adım ve katkı ortaya koymadan yapılacak kınama ve itirazlar tutarlı olmayacağından, her türlü işbirliğine açık olduğunu ifade eden Taliban Hükümetinin tavrı ve samimiyeti sınanmış olacaktır. Eğer bu destek kabul edilirse Türkiye'nin İmam Hatip projesi, proje okulları, Mesleki Teknik Eğitim modeli ortaöğretim sürecinde büyük açılım oluşturacaktır. Dinin ruhuna uygun şekilde dizayn edilmiş yükseköğretim kurumları ile de Afganistan'ın geleceği inşa edilecektir. Üniversiteler arası anlaşmalar yoluyla akademisyen gelişim programı yanında, akademik kadro değişim programları uygulanabilecektir. Karşılıklı öğrenci değişim programları ile güçlü kültürel etkileşim zemini sağlanacaktır. Eğer belirsiz bir sebeple bu konudaki katkı ve istişareler reddedilir ve herhangi bir sistemik çaba ortaya konmazsa Taliban akıbetine razı olacaktır.

B. Alt Yapı ve Teknik Süreçle İlgili Öneriler

Bu süreçteki en hassas konu alt yapı konusudur. Uluslararası kuruluşlar Afganistan halkına ait para ve kaynakları haksız yere tutmaktadır. Bu bütçenin kullanımı konusunda Afganistan rahatlatılmalıdır. İslam ülkelerinden ağırlıklı olmak üzere bu bütçenin kalkınma amaçlı olarak kullanılması konusunda bağımsız denetçiler ve destek programı seferber edilmelidir. Eğitim ve öğretim alt yapı olmaksızın yapılamayacağından ivedilikle Afganistan'da bir eğitim kalkınma programı başlatılmalıdır. Uluslararası bir kampanya tematik olarak düzenlenmeli, tüm dünya bu konuda seferber olmalıdır. Bu uluslararası seferberlik ise dünya halklarının bir imtihanı ve samimiyet testidir. Kızlar konusunda ortalığı velveleye veren ülkelerin bağımsız denetçiler eliyle ve sadece eğitim, öğretim alt yapısı oluşturma konusunda destek sunması sağlanmalıdır.

Afganistan konusu tüm boyutları ile öncelikli olarak İslam dünyasının bir sorunudur. Ortak bir koordinasyon ile islam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde ve mümkünse Türkiye-Katar ortaklığında bir koordinasyon ile bir seferberlik düzenlenmelidir. Taliban'ın her defasında gündeme getirdiği bu alt yapı sorunu tüm boyutları ile ortadan kaldırılmalıdır. Türkiye kamu diplomasisi konusunda kamu kurumları olarak oldukça iyi durumdadır. İnsani Yardım Kuruluşları düzeyinde ağırlıklı olarak insani yardım alanına kilitlenmiş olan misyonun tematik nitelikte profesyonel kalkınma yardımlarına dönmesi icap eder. Hiçbir saha analizi, ihtiyaç analizi yapılmadan masa başında karar verilen gıda ağırlıklı yardım çalışması tarihe gömülmelidir. Özellikle kız çocuklarının okutulması konusunda ülke içinde de bir seferberlik başlatılmalıdır. Her yardımsever aile Afganistan başta olmak üzere bir kızımızın eğitim masraflarını karşılamalı ve bu yardımı yaptığı kişiyi bilmeli ve imkanlar çerçevesinde etkileşim içinde olmalıdır.

Afganistan'da kızların eğitim ve öğretimden uzaklaştırılması sadece Afganistan'a ait bir sorun değildir. Bu İslam dünyası için bu çağda ayıplı bir durumdur. Dünya Kupasında Avrupalıların imanını düşünen ve bunun için devasa bir irşat kaynağı kullanan Müslümanlar, Afganistan'da kaynak olmadığı için eğitim alamayan kızları da dert etmek zorundadır.

Bir gayret ortaya koymadan yapılan eleştiri, tenkit ve ikazlar kadar, güzellemelerde anlamlı ve gerçekçi olmayacaktır.