Bu sözün bir devlet başkanına ait olduğunu söylüyor ve ekliyor; 'ne yazık ki aynı son O'nu da buldu'

Buraya döneceğiz.

Önce kısaca bir Muammer Kaddafi'yi hatırlayalım.

Eğitiminin bir kısmını Türkiye'de görmüş Libya'nın devrik komutanını…

1969 yılında oturduğu koltukta, tam 42 yıl boyunca kalarak Libya'yı yönetti.

Darbeyle başa geçse de Libya'da yaptıkları kimilerince yeşil devrim olarak kabul gördü.

Her ne kadar dünya kamuoyu tarafından bir diktatör olarak görülmüş olsa da kendisi bunu reddetti ve Libya halkı için sadece bir rehber ve yol gösterici olduğunu dillendirdi.

Libya'yı yıllarca sömüren İtalyanları ve Yahudi nüfusunu sınır dışı etmesi ve Batılı askeri üsleri kapatmasıyla dikkatleri üzerine çekti.

Ülkedeki hukuk sistemi ve sosyal düzene "İslami sosyalizm" tanımlaması getirdi.

Devletin artan gelirlerini Libya halkına kullandı.

Ülkesinde liderliğin üzerinde bir fenomen haline gelen Kaddafi için sansasyonel de bir son tahayyül ediliyordu.

Ancak bu, beklenenden farklı oldu.

Kaddafi'yi hedef alanlar 2011 savaşı sonucunda kurduğu rejimi devirdi ve linç ederek dünya kamuoyunun önünde hayatına son verdi.

Acaba son muydu?

…..

Sahra altı ülkesi, bir diğer deyişle Libya'nın hemen alt sınırında bulunan Çad'ın başkenti Encemine'deyiz.

Geçtiğimiz yıl liderleri cephe hattında öldürülen bir orta Afrika ülkesinde…

Bu konudan bahsederken mihmandarımız yazımızın da başlığı olan cümleyi kurdu:

'Sonumuz Kaddafi Gibi Olmasın' demiş eski devlet başkanı İdris Deby..

Aynı zamanda Çad'ın şu andaki en büyük muhalif gençlik teşkilatının da genel sekreteri olan mihmandarımız ekliyor:

'Kaddafi'yi kullandıkları gibi on yıllarca kendilerinin de kullanıldığını fark etmişlerdi. Fransa ile mesafe koymaya başladılar ancak çok geçmeden O'nun da cepheden ölüm haberi geldi.'

Çad'ın devrik devlet başkanının yerine başa gelen oğul Deby'nin ölümde parmağı olduğu iddiaları vardı ancak bu bambaşka bir iddiaydı.

…..

Şimdilerde Sahra altı SAHEL olarak bilinen Senegal; Moritanya, Mali, Burkina Faso, Nijer, Nijerya, Çad, Sudan ve Eritre ülkelerinin hemen hepsinde iç karışıklık var.

Bunların Batı Afrika kısmının tamamı Fransız sömürgesi; Mali, Burkina Faso, Nijer, Nijerya ve Çad.

Bu beş ülkede şimdilerde, yıllarca baskı ve zulüm gördükleri Fransa'ya karşı ayaklanmalar yaşanıyor.

Mali halkının Fransa destekçisi yönetimi düşürmesi ve Fransa büyükelçisini sınır dışı etmesi diğer beş ülkede de ilham kaynağı olmuş.

Mihmandarımız da, Çad'da tüm baskılara rağmen Fransa karşıtı yapılanmanın başladığını ve bunun için çevre ülkelerle de temaslı bir çalışma yapıldığını söylüyor.

Yani yakın zamanda Mali'de olduğu gibi Çad veya diğer bölge ülkelerinde de benzer şekilde Fransa karşıtı eylemler görülebilecek.

Başlıca itirazları ise zengin doğal kaynakları ile rezervlerinin alıkonulması ve bunun yıllarca hükümranlık süren azınlık ailelerce temsil edilen devlet başkanları aracılığıyla olması.

Peki bu tabloyu sömürgeci Fransa'ya yıkmak çözüm olacak mı?

Hemen hemen her ülkenin güvenlik sorunları, iç çatışmaları, ekonomik sıkıntıları, gelir-gider dengesizliği, aşırı yoksul bölgeleri ve uzun yıllar hüküm süren halktan kopuk siyasi yapıları var.

Aslında sömürgeci de buralardan besleniyor.

Bunların üstesinden gelmek sömürünün üstesinden gelmek olacaktır.