Yemen'in bize uzaklığı; güneydoğu sınırımızdan yani Hatay'dan Hakkari'ye uzanan sınır hattından öteye geçilmesiyle başlıyor. Sınır aşırı yaşanan tüm gelişmeler muhakkak Yemen'e dokunuyor!

Bugün Suriye savaşına dahil olan ülkeler Yemen'de de bir tarafta yer alıyor.

Peki biz Yemen'e ne kadar uzağız?

Tüm dünyanın dikkati Rusya'nın savaş başlattığı Ukrayna üzerindeyken Ortadoğu'nun 2011'den bu yana istikrara kavuşamayan ülkelerinden Yemen'de sular yeniden ısınıyor.

Yemen'de 7 yıl önce baş gösteren karışıklık, hükümetle muhalefet arasında bir iç çekişme olarak başlamıştı. Kriz; Mısır, Libya ve Suriye'deki ayaklanmaların bir benzeri olarak görülüyordu.

Ülkedeki hükümet karşıtı muhalifleri Zeynebilerin (Husiler) oluşturması mezhep savaşı söylentilerini de beraberinde getirmişti. Husilere İran'ın destek vermesiyle, karşısına bölgedeki birçok ülke bir araya getirilerek koalisyon kuruldu. Kısa sürede çoğu ülke çekilse de, Körfezdeki Arap ülkelerine indirgenen ittifak zamanla Suud-BAE koalisyonuna dönüştü.

O dönem beyanat veren uluslararası Batılı uzmanlara göre Yemen, İran ve karşı cephesi için önem arz etmekteydi.

Bu tez şimdilerde daha görülür bir şekilde ortada: 'İran düşman İsrail dost' kabulü istenmişti.

Yemen savaşını takip eden yıllarda bölge ülkeleri İsrail'le normalleşme yarışına girdi.

Daha da ileri gidilerek İsrail, İran karşıtı ittifakın başı haline geldi.

Tel Aviv'den Şarm el Şeyh'e birçok toplantıya öncülük etmeye başladı.

Bugünlerde İsrail işgali altındaki Filistin topraklarında 6 Dışişleri Bakanının (Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Fas, Amerika, İsrail) katılımıyla düzenlenen "Necef Zirvesi" ise bu yapının ete kemiğe bürünmüş hali oldu.

İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline ve Mescid-i Aksa'nın Yahudileştirilmesi girişimlerine ses çıkarılmadı, Suriye ve Lübnan sınırlarını rastgele vurması görmezden gelindi.

İran'ın bölgesel hamlelerine ise, İsrail'in gayrı resmi öncülük ettiği Arap İttifakı ortak tepki gösterir oldu.

Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesi İsrail için stratejik bir hamle haline getirildi. Zira ülkedeki 200 binin üzerindeki Yahudi işgal altındaki topraklara taşındı.

İran'ın en büyük destekçisi görülen Rusya, Suriye dışında Ukrayna'da savaşa sokuldu! Gücünün hem ekonomik hem de askeri olarak kırılması istendi.

Basra Körfezi başta olmak üzere bölgedeki sansasyonel gündemleri iyi kullanan İsrail'e Amerika ise her defasında sınırsız destek verdi.

Yemen krizi ile daha önceden finans merkezi haline getirilen zengin Körfez ülkelerine silah satışının da önü açıldı. Bu yedi yılda Körfez'e, Amerika tarihinin en büyük silah satışları gerçekleştirildi.

Amerikalıların bir önceki Başkanı Trump'ın Suudi Veliaht MBS'i ülkesinde ağırlarken eline tutuşturduğu bir pankartta, petrol karşılığında Amerika'nın satacağı milyar dolarlık projeler dünya kamuoyuna yansıtıldı. Sadece o gün 110 Milyar dolarlık satış gerçekleştirildi. Bunun karşılığında Trump'a onur madalyaları bile takıldı.

Dengeler o kadar net çizilmişti ki, Riyad ya da Abu Dabi yönetimi bu politikalardan hafif uzaklaşma gösterse anında bu başkentler füze saldırılarının hedefi haline getirilerek hizaya çekiliyordu.

Tüm bu denklemde can veren yaklaşık 400 bin mazlum Yemenli kirli medya ağlarında yer edinmedi.

Katledilen 10 bin çocuk ve yüzlerce yetim yardım kuruluşlarının insafına terk edildi.

Tarihin ilk çok katlı yerleşim birimlerine sahip kültür ülkesi Yemen'in, savaşla geçen 7 yılda yüzde 75'i yaşanmaz hale getirildi.

Kızıldeniz'den Basra Denizi'ne, Aden Boğazı'ndan Hürmüz Boğazı'na uzanan bu savaş artık ötesini zorluyor.

Yakında oralarda da duman tüter!