28 Eylül 2000'de eski İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa'yı basmasıyla İkinci İntifada Kudüs'te başladı. Mescid-i Aksa'nın avlusunda tur atan Şaron'un, “Burası hep bir İsrail bölgesi kalacak” sözleri, mescitteki Filistinlileri ayağa kaldırdı ve o gün İsrail güvenlik güçleri ile çıkan çatışmalarda 7 Filistinli öldü, 250 kişi yaralandı. "İkinci İntifada"adı verilen bu çatışmalar önce Kudüs'te başladı sonra yayılarak Batı Şeria ve Gazze'ye sıçradı.

Filistinliler tarafından El Aksa İntifadası olarak adlandırılan ve devam eden, İsrail'in topraklarını ele geçirmesine karşı milli kurtuluş çabalarının bir parçası olarak görülen bu ayaklanma, sivil popülasyonun ayaklanmasını ve İsrail Güvenlik Güçleri ile Filistinli siviller arasındaki askeri çatışmalar şeklinde gerçekleşmiştir.

Nasıl Başladı?

Ariel Şaron'un, 28 Eylülde 1000 güvenlik görevlisiyle Müslümanlar arasında El-Haram El Şerif olarak bilinen, hem Müslümanlar kontrolündeki Tapınak Tepesi adlı mekanı ziyaret ettiği esnada Filistinliler arasında protesto başladı ve bu protesto İsrail güvenlik güçleri ve protesto eden kalabalık arasında çatışmanın başlamasına sebep oldu. Ziyareti esnasında Şaron; “Tapınak tepesi ellerimizdedir ve ellerimiz de de kalacaktır. Yahudilerin en kutsal mekanlarından biri olarak, burayı ziyaret etmek her Yahudinin hakkıdır” ifadelerini kullandı. Filistinliler bunu provokasyon olarak görüp, İkinci İntifadanın nedeni olarak adlandırırken diğer birçok kişi Yaser Arafat'ın ayaklanmayı önceden hazırladığını iddia etmişti.

Çatışmaların üçüncü gününde, iki ateş arasında kalan Filistinli silahsız bir baba ve oğlunun kendilerini ateşten korumaya çalışırken İsrail askerlerinin doğrudan ateşine maruz kalmaları ve 12 yaşındaki oğlunun (Muhammed Durra) babasının tüm çabasına rağmen TV kameralarının önünde katledilmesi, Filistin toplumunu çileden çıkardı ve yıllarca sürecek olan İkinci İntifada'nın, diğer ismiyle El-Aksa intifadasının başlangıcı oldu.

Bill Clinton gibi bazı isimler, tansiyonun yükselmesinin sebebini Haziran 2000'de gerçekleşip başarısız olan Camp David Zirvesi olarak gördü.

İkinci İntifada Kapsamında Çatışmalar

Birinci İntifada da olduğu gibi, Filistinliler, toplu protestolar, grevler, İsrailli askerler ve sivillere yönelik saldırılarla ayaklanmayı yürüttü. Saldırı metodları arasında, intihar bombaları İsrail'e doğru ateşlenen roketler ve havan topları, içinde çocukların da olduğu sivil ve askerlerin alı koyulması, silahla saldırılar , cinayetler, bıçaklamalar, taşlamalar ve linçler vardı.

İsrail'in ayaklanmaya karşı tavırları içinde kontrol noktaları kurmak ve sıkı sokağa çıkma yasakları vardı. Filistin yönetiminin polis ve hapishane gibi binalarına yönelik stratejik saldırılar, Filistin'in ayaklanmaları durdurmaları için atılan stratejik adımlar arasındaydı. İsrail'in Güney Lübnan'dan çekilmesinden sonra kaybolduğuna inanılan caydırıcı ayaklanma kontrolü tekrar uygulamaya konuldu. Bazı İsrailliler de ayaklanmaları Oslo Savaşı ya da Arafat Savaşı olarak da adlandırır. Hem İsrail hem de Filistinliler, Oslo sürecinin başarısızlığından dolayı bir birini suçlamaktadır.

Bombalı İntihar Saldırıları

İntifadanın birinci ayına denk gelen ekim ayı sonunda ilk bombalı intihar saldırısı dalgası başladı ve 2000 yılı sonuna kadar Hamas ve Filistin İslâmî Cihat örgütlerinin tarafından askerî hedeflere yönelik toplam dört saldırı meydana geldi.

Aralık ayında, çatışmaların durdurulması için ABD'nin girişimleriyle başlayan görüşmeler devam ederken Ehud Barak'ın başbakanlıktan istifa etmesi ile İsrail 2001 şubat ayına kadar sürecek bir seçim dönemine girdi. Barak ve Ariel Şaron'un yarıştığı ve şiddet olayları açısından sakin geçen ve hiçbir bombalı intihar saldırısının meydana gelmediği seçim döneminin sonunda Ariel Şaron, İsrail'in yeni Başbakanı oldu.

2004 yılında da bombalı intihar saldırıları devam etti. Şubat ayında Ariel Şaron, Gazze'den çekilme plânını açıkladı. 22 Şubat 2004'te, Kudüs'te okul çocuklarını taşıyan bir otobüste El Aksa Şehitleri Tugayına mensup bir militan, yolcuların sayısının artmasını bekledikten sonra üzerindeki bombayı patlattı. Patlamada 8 kişi öldü ve 11'i çocuk olmak üzere 60'dan fazla kişi yaralandı. İsrail, misilleme olarak Gazze Şeridinde düzenlediği operasyonlarda70 Hamas militanını öldürdü.

Çatışmalar Sonunda Kanlı Bilanço

Şaron'un ziyaretinden sonraki ilk beş günde, protestolar ve çarpışmalar sonucu İsrail polisi ve güvenlik güçleri 47 Filistinliyi öldürüp 1885 ini yaraladı ve Filistinliler ise 5 İsrailli'yi öldürdü.

2005 yılının Filistin ve İsrail resmi rakamlarına göre, 2. İntifada'da 4 bin 412 Filistinli şehit edildi, 48 binden fazla kişi de yaralandı. İsrail'in kaybı ise bin 69 ölü, 4 bin 500 de yaralıydı.

İkinci İntifada sırasında İsrail ordusu, Batı Şeria ve Gazze'de çok sayıda baskın düzenledi. Binlerce ev yıkıldı, birçok tarladaki ağaçlar söküldü.

Abbas ve Şaron'un Görüşmesi

El Fetih'in, FKÖ'nün ve Filistin Otoritesinin lideri, tüm eleştirilerine rağmen Filistinliler'in vazgeçilmez lideri Yaser Arafat, 11 Kasım 2004'de Paris'te vefat etmesi üzerine yerine İsrail'le sorunların görüşmelerle çözülmesini savunan Mahmud Abbas seçildi.

Şubat ayında, M.Abbas ve A.Şaron, Şarm el-Şeyh'de bir araya geldi ve çatışmaların sona erdiğini belirten bir açıklama yaptılar. Hamas ve Filistin İslâmî Cihat başlangıçta anlaşmayı tanımadıklarını ilân etse de, bir süre sonra M. Abbas'ın çabalarıyla ateşkese uyacaklarını açıkladılar. Ancak, ateş kes ilanına rağmen, bombalı intihar saldırıları aralıklarla devam etti.