Gazze’deki ateşkes ve esir takası anlaşmasının ilk aşaması kapsamında İsrail, 1968 Filistinli esiri serbest bıraktı. Ramallah yakınlarındaki Ofer Hapishanesi’nden 96 kişi salıverilirken, Ketziot Hapishanesi’nden 1.872 tutuklunun serbest bırakılması ile birlikte, “müebbet ve uzun süreli hapis” cezalarına hükmedilenlerin de aralarında bulunduğu büyük çaplı bir tahliye gerçekleştirildi.

Ateşkes Sonrası Yeni Dönem: “İbrahim Anlaşmaları” Hızlanacak mı?
Ateşkes Sonrası Yeni Dönem: “İbrahim Anlaşmaları” Hızlanacak mı?
İçeriği Görüntüle

Ancak İsrail, bu adımla birlikte “esir takası bedelinin daha büyük bir siyasi bedeli olabilir” endişesi taşıyor. Zira tarihte benzer bir mahkum takası, Hamas lideri Yahya Sinvar’ın yükselişinin simgesi olmuştu.

Sinvar Örneği: Serbest Kalıp Etki Göstermek

Yahya Sinvar, 2011’de İsrail ile yapılan bir takasta 1.000’e yakın Filistinli mahkûm ile birlikte serbest bırakılmıştı. Serbest kalmasının ardından hem Hamas içinde hem de Filistin kamuoyunda büyük bir prestij kazanmıştı. Sinvar’ın deneyimi, İsrail içinde “serbest bırakılan mahkûmlar arasında benzeri bir figür çıkabilir mi?” sorusunu güçlü şekilde gündeme getiriyor.

Mevcut Tahliye ve Güvenlik Endişeleri

Bazı İsrail kaynakları, salıverilen tutuklular arasından Hamas ya da başka gruplarda yeniden öne çıkabilecek, örgütlenme kapasitesi yüksek aktörlerin çıkış yapmasından çekiniyor.

Özellikle “müebbet hapse mahkûm edilenler” gibi ağır suçlarla hüküm giymiş kişiler arasında potansiyel liderlik becerileri taşıyanların varlığı, İsrail güvenlik kurumları için alarm niteliğinde algılanıyor.

Bu korku, yalnızca geçmişteki Sinvar örneğine dayanmakla kalmıyor; İsrail kamuoyu içinde de “verilen tavizlerin geri dönüşü” korkusu yaygın.