48 milyar varil kanıtlanmış petrol rezervi, 54.6 trilyon metreküp kanıtlanmış doğalgaz rezervi ile elindeki enerji kaynaklarının değeri tam 6 trilyon dolar olan Libya’yı kim boş bırakmak isterdi ki?
Fakat Libya, Suriye, Irak gibi değildi. Zira 1969’da Kral İdris’i darbeyle devirip 27 yaşında yönetime gelen Kaddafi büyük bir direniş göstermekteydi. Bölgenin enerji piyasasına girmek ve hatta sömürü elde etmek için yollar arayan Ülkelerin başında gelen ABD birçok yolu denemekte kararlıydı.
Süveyş Kanalının kapalı olduğu zamanlarda Libya fazla karlı işler yapmaya başlamıştı, ABD Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin bu tür gizli faaliyette olmalarına kendi hegomanyasının geçerliliği açısından karşı çıkmaktaydı.
Bunun üzerine Libya’ya sert politikalar sergilenmeye başlanmıştı. Ancak 1970’lerde Libya’ya silah satışını artıran Avrupa ülkeleri buna karşı çıkmışlardı. Zira Avrupa petrol ürünlerinin neredeyse %90’ı Libya tarafından karşılanıyordu. Sonuç olarak Libya istediğini almış Avrupa ile sıcak temas kurmuş dost olmuştu.
Aradaki ilişkiyi iyice artıran Kaddafi Avrupa ülkelerine ziyarete başlamış ve bu ziyaretlerin sonuç vermesiyle 2004 yılında Libya’ya uygulanan silah ambargosu kaldırtmışdı. Artık Avrupalılar tarafından Libya’ya silahlar satılmaya başlanmıştı. İşleri iyice büyüten Libya Avrupa Komisyonu aracılığı ikili ilişkileri iyice güçlendirmiş birçok alanda ikili ortaklığa gitmişti.
Tabi ABD geri durmayacaktı, 2004 yılında Libya’da büyükelçiliğini açmaya uğraşmaktaydı, önce irtibat bürosu kurdular ve olaylara direk merkezden müdahale etmeye başladılar. Bu yılın sonlarında ABD işe koyuldu ve ilk yayınladığı raporda, Libya’nın teröre destek verdiğini ve yardım ettiğini yazdı. Kaddafi, batı tarafından çok sayıda radikal ve terörist grupla güçlü bağlantıları olduğu için suçlanıyordu. Bu gruplar arasında Kolombiya’dan FARC ve Kuzey İrlanda’dan IRA da vardı ve ABD Kaddafi’yi terörü kullanmakla suçladı. Bunların ardından Kaddafi bu örgütler ile ilişiğini kestiğini duyurdu ve Libya’dan sempatizanları sürdü. Sonrasında ABD ile ticaret anlaşmaları yaptılar ve ABD, Libya’ya birçok hammadde satışı gerçekleştirdi. Bunun yanı sıra Libya petrol ve doğalgaz üretimlerini iki katına çıkaracaktı. Denilenler yapıldı. 2006 yılında Başkan Bush Libya’yı teröre destek veren ülkeler arasından çıkardı.
Yıl 2009’a geldiğinde Kaddafi, BM Genel Kurulu’ndaki konuşması için ilk kez ABD’ye gitti. Kaddafi kendisine ayrılan 15 dakikalık süreyi fazlasıyla aşarak tam 1,5 saat konuştu. Kaddafi hayretli bakışlar içerisinde elindeki BM Sözleşmesi’ni yırttı. Güvenlik Konseyi’ni “El Kaide benzeri bir terörist grup” olmakla suçladı ve daha önceki sömürgeci yönetimlerin Afrika ülkelerine 7,7 trilyon dolar tazminat ödemesini istedi.
2011 yılında İnsan hakları savunucusu bir kişinin Bingazi’de gözaltına alınması, bu şehirde şiddetli protestoların başlamasına sebep oldu.Yetkililer, başka şehirlere de yayılan eylemleri bastırmak için hava saldırıları düzenledi. BM Güvenlik Konseyi, Libya üzerinde uçuş yasağı getirdi. BM’nin başlattığı hava saldırılarını NATO üstlendi. Londra Konferansı’nda bir araya gelen dünya liderleri, Kaddafi’yi yönetimi halka devretmeye çağırdı. İngiltere, ABD ve Türkiye; Ulusal Güvenlik Konseyi adı altında örgütlenmiş olan Libyalı isyancılara para yardımı yaptıklarını; Fransa ise silah yardımı yaptığını açıkladı.
Ve son.. Yaralı olarak yakalanan Kaddafi’nin, “bir çatışma sırasında” öldüğü duyuruldu. Meşruiyet krizinin 2011 yılından bu yana yaşandığı Libya’da, uluslararası tanınırlığa sahip Ulusal Mutabakat Hükümeti birlikleri ile Halife Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu arasında çatışmalar sürüyor.
Savaş Başladı
Libya’da askeri güçlerin lideri General Halife Hafter, dört yıldır başkent Trablus başta olmak üzere ülkenin tamamında kontrolü sağlama amacı güdüyor.
Hafter’in halihazırda Sokhoi 22, MİG-21, Mirage F1, askeri kargo uçakları; C-130 Hercules ve Antonov An-26’nın yanı sıra Mil Mi-2, Mil Mi-8, Mil Mi-14, Boeing CH-47, Agusta Westland AW139 tarzı helikopterlere sahip. Ayrıca 7000’den fazla yeni bir askeri ekibin yanı sıra 30 bin askeri kuvvete sahip.
DEAŞ’ın 2015’te varlığını hissettirdiği ülkede, örgüte bağlı teröristler Kaddafi’nin doğum yeri olan Sirte kentini ele geçirdi. Ancak Türkiye’nin de desteklediği Misratalı güçler, DEAŞ’ı aynı yıl içerisinde ortadan kaldırdı.
Ortadoğu Yıkım Ekibi Devrede: Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi; Mısır Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Fransa ve kısmen Rusya’dan destek buluyor.
BM tarafından resmi olarak tanınan Trablus Hükümetini ise Katar ve Türkiye desteklemektedir.
Bölgede Öne Çıkanlar Gruplar
- Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı birlikler. Bu birliklerin başında Tümgeneral Usame Cuveyli bulunuyor.
- Kaddafi’nin devrilmesinde en büyük paya sahip Misrata merkezli güçler.
- Körfez ülkeleri ve Mısır’ın desteklediği Tobruk merkezli General Halife Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu.
- Ülkenin batısında, Tunus sınırına yakın Zintan merkezli güçler.
- Ordunun Durumu ve İsyana Bakışı
Gösterilerin yoğunlaştığı döneme kadar 50.000’i piyade, 18.000’i havacı, 8.000’i donanma, 3.000’i devrim muhafızı ve 40.000’i yedek asker olmak üzere yaklaşık 120.000 askerlik bir orduya sahiptir Libya. Kabilecilik etkilerinin net bir şekilde görüldüğü ordu içinde birçok güç odağı vardır. Geçmiş de birçok kez Kaddafi’ye karşı darbe ve suikast girişimlerinin olması, dolaylı ya da direkt olarak bunlarla hareket eden ordu mensuplarının olması her ne kadar kendisi de ordu mensubu olması rağmen Muammer Kaddafi de orduya karşı güvensizlik doğurmuştur.
Orduyu dengelemek, rejimi ve kendini garantiye almak için başında oğlu Hamis komutanlığındaki elit statü verdiği 32. Tugay’ı kurmuştur. 32. Tugay hem eğitim hem de teçhizat bakımından diğer tugaylardan üstün tutulmuş ve sayıları 3.000 civarında olan Devrim Muhafızları ve 1.000 civarındaki İslami Pan-Afrika Lejyonu, orduya karşı dengeleyici bir unsur görevini ifa etmişlerdir. Rejim gerekli gördüğü durumlarda bu milis güçlerini kullanmıştır. Gösteriler başladığın da ordudan birçok kesim muhalefet tarafına geçmiş ve isyanda önemli güç odaklarından biri olmuşturlar.Enerji Savaşlarında Ülkeler ve Libya
2011 devriminden önce Libya, günde yaklaşık 1,6 milyon varil petrol üretmekteydi. Ayrıca Libya Afrika’da 4. en büyük doğalgaz rezervine sahip ülkesiydi. 54.6 trilyon metreküplük doğalgaz rezervi ve yıllık 590 milyar metreküpe yakın üretimi vardı.
Greenstream boru hattının kurulmasından sonra Libya’daki doğalgazın önemi Avrupalı devletler için daha fazla önem kazanmıştır. Fransız Total, İngiliz BP, Lasmo, Exxon Mobil, İtalyan ENI grubu, Amerikan Occidental, Rus Rosneft, İspanyol Repsol, Avusturyalı OMV ve İsveçli Lundin petrol şirketleri Libya’da önemli ihaleler kazanmışlardır.
2017’de Libya Ulusal Ordusu yönetimindeki General Haftar, Libya’nın %60 petrol ihracat kapasitesine sahip Bingazi’de bulunan Sidra ve Ras Lanuf petrol limanlarını ele geçirmiştir. Libya’nın günde 300.000 varil üretim sağlayan Sharara petrol sahasının ve günde 90.000 varil üretim sağlayan El-Feel petrol sahasının bölgedeki ayrılıkçı güçlerden geri alınıp yeniden petrol üretimine başlanmıştır. Sharara petrol sahası Libya Ulusal Petrol Şirketi, Repsol SA, Total SA, OMV AG ve Statoil ASA tarafından ortaklaşa işletilmektedir. El Feel petrol sahası ise sahası Libya Ulusal Petrol Şirketi ile ENI SpA beraber işletmektedirler. Yeniden üretime geçirilen petrol sahaları ile Libya’nın petrol üretimi yeniden günde 490.000 varillere çıkmıştır.
Rusya’nın Çıkarı Nedir?
Libya Ulusal Petrol Şirketi Başkanı Mustafa Sanalla ve Rusya’nın Rosneft Başkanı Igor Sechin arasında Londra’da bir görüşme gerçekleşmişti. Bu görüşme sonrası petrol üretiminin tahmini olarak günde 1,25 milyon varile çıkmıştır. Rusya yaptığı bu işbirliği anlaşması ile Libya’da etkinliğini artırmıştır.
Doğu Akdeniz ve Yunanistan
Yunanistan Doğu Akdeniz’de Kıta Sahanlığı gaspı konusunda sadece Türkiye ile kavgalı değil Atina Kaddafi’nin devrilmesinin ardından yaşanan karışıklığı fırsat bilerek Libya’ya ait 39 bin kilometrekarelik deniz alanını sahiplenmiştir.
DISAM - Ferdi Güçyetmez