Muslim Port Haber Merkezi | Sevde Köse

Media Part web sitesi, Gwennael Lenoir'ın Gazze Şeridi'nin enkazlarındaki savaşın tuhaf olduğunu göstermeye çalıştığı kapsamlı bir raporu bu şekilde özetledi; çünkü İsrailli askerler savaş alanını fotoğraflıyor, arkadaşlarıyla birlikte öz çekim fotoğraflar çekiyor ve sosyal ağlarda videolar paylaşıyorlar. İsrail işgal ordusunun rahatsız edici ve endişe verici bir profilini sunuyorlar. Bu askerlerin tamamı erkek ve (Mesih’in geleceği için çalışan) bir eğilime sahipler.

Gazze'deki kara harekâtının başlangıcından bu yana bu tür video klipleri toplayan Eyal Sivan (solcu bağlılığıyla tanınan bir yönetmen ve yapımcı) site için bazı videoların şifresini çözerek, kliplerden birinin şu şekilde olduğunu açıklıyor: "Han Yunus'ta yaşayan Filistinlilerin evlerinin nasıl tüm Ortodoks askerlerin ve Yahudi Siyonistlerin kutlama yaptığı bir sinagoga dönüştürdüğünü gösteriyor."

Eyal Sivan'a göre asıl tuhaf olan; resmi askeri çerçeve dışında çekilen ve yayınlanan bu videolara Genelkurmay'ın herhangi bir olumsuz tepki vermemesi ve bunların Gazze'deki askerler arasındaki atmosferin bir ögesi gibi İsrail televizyonlarında yayınlanmaya başlanması, bu da İsrail işgal ordusu askerlerinin Tevrat tomarlarını kutsamasını ve Filistinlilerin evlerini Yahudi tapınaklarına dönüştürmesini şok edici ya da uygunsuz bulunmadığını gösteriyor.

Savaş Alanında Yahudi Ayinleri

Yazar, İsrail işgal yönetiminin kurucusu David Ben-Gurion'un, dini otoritelerle veya hükümete sadık siyasi partilerle bağlantısı olmayan, kendisine ithaf edilmesini istediği ‘İsrail ordusunda’ neler olduğunu sorguladı. Bunu devletin ilk yıllarında, İsrail siyasi kampında ve ardından silahlı kuvvetlerde dindar insanların, özellikle de dindar Siyonistler olarak adlandırılan ideolojik yerleşimcilerin ağırlığının artmasıyla olduğu şeklinde yanıtladı.

Dindar Yahudiler askerlik hizmetini reddetmiş olsalar da, Gazze Şeridi'ndeki enkazların her köşesinde Siyonizm’e çağrı açıkça görülüyor. Askerlerin çektiği kısa video kliplerde askerlere yönelik sayısız dini ayin yer alıyor. İşgalci yerleşimcilerin giydiği büyük Yahudi kipasını giyen bir askerin savaşa gitmeden önce meslektaşlarını kutsaması ve "hepimiz kutsal askerleriz" demesi gibi bütün bunlar subayların işi değilse de onların gözleri önünde gerçekleşiyor.

Bir işgalci asker arkadaşlarının oluşturduğu geniş bir çemberin ortasında geceleyin, koronun belirli cümleleri tekrarladığı bir ayine başlıyor. Bunu Eyal Sivan şöyle tercüme ediyor: “Bu savaşı kazanacağız çünkü cennetteki Babamız bizi koruyor. Tanrı, sonsuza dek hüküm süren bir kraldır." Daha sonra herkes "Zafere, zafere, zafere" diye sloganlar atıyor ve bunun "dualar ve kutsal savaş çağrılarının bir karışımı olduğunu ve İsrail ordusu için olağan bir ritüel olmadığını" açıklıyor.

İsrail’in Askeri Dini Akademileri

Rene Bachmann'ın 2021'de yayınlanan "İsrail ordusu.. Tanrı'nın mı yoksa devletin hizmetinde mi?" başlıklı makalesinde de söylediği gibi Yazar, 1982'de Lübnan'ın işgalinden bu yana dini argümanların orduda yer almaya başladığını anlattı. Askeri konularda uzman İsrailli sosyolog Yagil Levy şöyle diyor: "Personel sıkıntısı ve savaşmaktan başka hayalleri olan orta sınıftan acemi askerlerin girişi, Genelkurmay'ın hahamlarla anlaşmaları arttırmasına ve dindar kişilerin işe alınmasını kolaylaştırmayı amaçlayan özel düzenlemelerle Yahudi dindar gençleri cezbetmeye çalışmasına neden oldu."

Yazarın söylediğine göre böylece “Hesder Yeshiva” ortaya çıktı. Bunlar, gelecekteki acemi askerlerin 5 yıllık Talmudik çalışmalara ve askeri eğitime aynı zamanda devam etmelerini sağlayan ardından aktif hizmete katılmalarına olanak tanıyan dini akademilerdir. Bunlardan en ünlüsü 1988 yılında Batı Şeria'nın kalbinde, Kudüs ile Nablus arasındaki Eli işgal yerleşkesinde kurulan Bnei David Okulu'dur. Kuruluşundan bu yana çoğu elit birliklerde, muharip birliklerde ve yedek kuvvetlerde görev yapan yaklaşık 2.000 genç erkeğe eğitim verdi.

2005 yazında Gazze Şeridi'ndeki Yahudi işgal yerleşkelerinin boşaltılması, sağ ve aşırı sağcı ideolojik yerleşimciler için şok etkisi yarattı ve böylece bugünkü sloganları açık ve net hale geldi: "Biz vatanımıza dönüyoruz!"

Bugün ise ordunun en üst kademelerinde çok sayıda dindar Siyonist var. Rene Bachmann, Yagel Levy'den 29 operasyonel askeri eğitim okulunun 16'sının dini, 8'inin karma ve 5'inin laik okul olduğunu ayrıca din görevlilerinin oranının 1990'ların ortalarında %2,5 iken 2000'lerin ortalarında %25'in üzerine çıktığını aktarıyor.

“Kliplerden birinde, askerlerin çember oluşturup birbirlerinin omuzlarını tutarak şu şarkı söylediği görülüyor: "Hizbullah'ın kafasına vuracağız ve Gazze'de Amaleklilerin torunlarını yok edeceğiz, çünkü ortada hiç masum yok."

Gazze'deki Soykırım Nedeniyle Kanada İsrail'e Silah Satışını Durdurdu Gazze'deki Soykırım Nedeniyle Kanada İsrail'e Silah Satışını Durdurdu

İki takıma bölünmüş işgal ordusu

İsrail'e yönelik askeri ambargoyu boykot etme kampanyasının ekonomisti ve koordinatörü Shir Hever şunları söylüyor: “Ordu ikiye bölünmüş durumda, bir yanda yüksek teknoloji araçlarını diğerlerinden daha fazla kullanan istihbarat, drone ve havacılık servisleri var. Diğer yanda Başbakan Benjamin Netanyahu, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in destekçisi çok sayıda dindar askerin bulunduğu, işgali sürdüren, Batı Şeria'daki kontrol noktalarını koruyan piyade ve zırhlı araçlar var.”

Eyal Sivan Güney Afrika’nın Lahey'de bir videoyu delil olarak gösterdiğini söylüyor. Bu videoda savaşan askerlerin, siyasetçilerin konuşmalarını aktardığı görülüyor ki bu aynı zamanda dini hayal gücünün orduya ne ölçüde nüfuz ettiğini de gösteriyor. Klipte askerlerin daire şeklinde durup birbirlerinin omuzlarını tutarak şu şarkı söylediği görülüyor. "Hizbullah'ın kafasına vuracağız ve Gazze'de Amaleklilerin soyunu yok edeceğiz çünkü ortada masum yok."

Gazze Şeridi'nde ilk kez mevcut savaş sırasında konuşlanan işgalci Kfir Tugayı ve buna entegre edilen işgalci Netzah Yehuda Taburu’nda olduğu gibi bazı birimler tamamen dindar Siyonistlerden oluşuyor. Her ikisinin de Filistinlilere karşı kanıtlanmış ve tekrarlanan bir katliam geçmişi var ve bu vahşet bugün olduğu gibi genellikle cezasız kalıyor.

Levy: İsrail ordusu, askerlerin ve komutanların duygularından yararlanarak onlara savaşma ruhu aşılayabiliyor, ancak savaştan sonra kara kuvvetlerinin bir kısmının veya çoğunun çetelere dönüşmemesi için rehabilite edilmesine çaba göstermesi gerekiyor.

İsrail İşgal Ordusundaki Bölünmeler

Bugün İsrail işgal ordusunda iki tür asker var; çağrılan ve bir disipline sahip yaşlı askerler ve Gazze Şeridi'ni istediklerini yapabilecekleri bir oyun alanı olarak görüp tehdit oluşturmayan sivillerin yağmalanması veya öldürülmesi gibi dilediklerini yapan diğerleri.

Yagil Levy bunu memurlar için bir meydan okuma olarak görüyor. Çünkü her kademeden dindar Siyonist askerler tarafından gerçekleştirilen bu eylemler, bir tür itaatsizliği ve kendi yasalarını en yüksek askeri ve siyasi liderliğe dayatma arzusunu temsil ediyor.

“Yagil Levy'e göre en endişe verici olan şey ordu hiyerarşisinin çökmesi; öyle ki Genelkurmay Başkanı intikam çağrılarını duyuyor, disiplin ihlallerini ve ateşleme kurallarına karşı aşağılayıcı tavırları görüyor ama neredeyse hiçbir şey yapmıyor. Çünkü bunlar sağ terörün kapsamına giriyor.”

Sosyoloji uzmanı Levy, Haaretz gazetesinde yayınlanan makalesinde şöyle yazmıştı: "İsrail ordusu, askerlerin ve komutanların duygularından yararlanarak onlara savaşma ruhu aşılayabiliyor, ancak savaştan sonra kara kuvvetlerinin bir kısmının veya çoğunun çetelere dönüşmemesi için rehabilite edilmesine çaba göstermesi gerekiyor.”

*Yazımız Al Jazeera kanalında yayınlanan makaleden çeviri yapılmıştır.