Birinci dünya savaşından sonra şanlı Osmanlı Devleti hâkimiyetinin Filistin'de son bulmasıyla birlikte İtilaf Devletleri kararı ve Milletler Cemiyeti’nin Haziran 1922'de resmen onay vermesiyle Filistin topraklarında Birleşik Krallık Filistin Mandası kuruldu. Bu mandayı İngiltere’nin Filistin’i işgal etmesi şeklinde okuyabiliriz.

Ortadoğu’da bir Yahudi devleti hayalinin ilk adımları bu dönemde atıldı. Dönemin Birleşmiş Milletler teşkilatı sayılan Milletler Cemiyeti'nin resmi olarak tanıdığı söz konusu manda zamanında kirli planların devreye sokulması için fanatik Yahudilerden oluşan terör örgütlerinin kurulması kararlaştırıldı. Bu bağlamda İbranice’de ‘İsrail Topraklarındaki Ulusal Askeri Örgüt’ anlamına gelen “Irgun” ve İsrail Özgürlük Savaşçıları manasındaki “Lehi” adlarında silahlı Siyonist direnişini temsil eden iki tane terörist milis örgütü kuruldu.

Irgun ayrıca İbranice harflerin bir kısaltması veya IZL kısaltması Etzel (אצ"ל) olarak da bilinmektedir. Bazı kaynaklarda ise Lehi örgüt İngilizler tarafından kurucusu Avraham Stern'e atfen Stern Grubu veya Stern Çetesi olarak da adlandırılmıştır.

“FİLİSTİN TOPRAKLARI YAHUDİLERİNDİR” YALANI

Örgüt kurucularının öğretilerine göre, her Yahudi, Filistin'e girme hakkına sahipti; sadece aktif misilleme Arapları caydıracaktı. Sadece Yahudi silahlı kuvvetleri, Yahudi devletini garanti altına alacaktı.

Filistinlilerin kanlarını akıtmak üzere ant içen bu örgütler, Yahudi göçünün serbest bırakılmasını ve bir Yahudi devleti kurulmasını savunuyordu.

DEYR YASİN KATLİAMI

İnsanlıktan nasibini almamış eli kanlı terör örgütü Irgun, 9 Nisan 1948 tarihinde Siyonist Lehi grubu ile birlikte Deyr Yasin katliamını gerçekleştirdi.

Tarihi Filistin topraklarının büyük bir kısmı üzerinde kurulan İsrail'in kurucu örgütleri olan Irgun ve Lehi'nin, 9 Nisan 1948'de Kudüs'ün batısındaki Deyr Yasin köyünde gerçekleştirdikleri katliamda 250 ile 350 arasında sivil Filistinli şehit edildi. Bu tarihlerde Siyonistler ise işgal ettiği topraklarda İsrail'i devlet ilan etmekle uğraşıyordu. Katliamdan bir ay sonra 14 Mayıs 1948'de de Amerika ve BM'nin desteğiyle de bunu dünyaya duyuracaklardı. Deyr Yasin katliamının üzerinden tam 72 yıl geçti.

Deyr Yasin, işgal altındaki Kudüs’ün batısına düşen Filistin köyüdür. 9 Nisan 1948 yılında köye giren Siyonist cani çeteler Menahem Begin liderliğinde köyde katliam yaptı. Kadın, çocuk, yaşlı ve hamile demeden 250 kişiyi katletti.

Öldürmekle yetinmeyen çeteler, öldürdükleri insanların burun ve kulaklarını kestiler, gözlerini oydular, hamile kadınların karınlarını deştiler, bebekleri ve çocukları fırınlara attı. Köydeki bütün erkekleri öldüren caniler daha sonra hepsini köydeki kuyuya doldurdu.

EN KORKUNÇ, EN BARBAR VE EN ADİ KATLİAMLARDAN BİRİ

Deir Yasin katliamı Filistin halkına karşı işlenmiş en korkunç, en barbar ve en adi katliamlardan biri olarak kayıtlara geçti. Katliam, Filistin halkının bilincinde şok etkisi yaptı. İşgal rejimi işlediği terörün Filistin halkını korkutması, caydırması ve işgali kabullenmesini sağlaması için alçak saldırıyı her tarafta anlattı. Katliamın daha etkili olması için de her tarafta yapılan vahşeti, kadınların karınlarını nasıl deşip bebeklerini katlettiklerini, ele geçirdikleri çocukları ateşe attıklarını bir bir anlatıp yaydı.

O GECE 52 ÇOCUK BAŞLARI KESİLEREK VAHŞİCE ÖLDÜRÜLDÜ

Katliamdan kurtulmayı başarabilen az sayıdaki tanığın daha sonra anlattıkları, 9 Nisan 1948'de yaşanan dehşeti gözler önüne serdi.

New York Polisi Gazze’ye Destek Gösterisine Müdahale Etti New York Polisi Gazze’ye Destek Gösterisine Müdahale Etti

Buna göre, gece yarısı Deyr Yasin köyünü basan teröristler, anons yaparak halktan köyü terk etmelerini istedi. Ancak bunun için mühlet tanımadan evleri yakmaya başladılar, dışarı çıkmaya çalışanları da ateş açarak öldürdü.

Deyr Yasin'de o gece 52 çocuk, ailelerinin gözleri önündü başları kesilerek öldürüldü, 60'tan fazla kadın da vücutları parçalanarak katledildi.

Köydeki bütün erkekler ise öldürüldükten sonra su kuyularına atıldı.

Katliamdan çok az sayıda sivil yaralı olarak kurtuldu. Yaralı kadın ve çocuklar olayın ardından çırılçıplak soyularak araçlara doldurulup Yahudi işgal birimlerinde dolaştırıldı.

KATLİAM YÜZÜNDEN FİLİSTİNLİLER GÖÇ ETMEK ZORUNDA BIRAKILDI

Deyr Yasin, sivillerin katliamı nedeniyle Filistinlilerin, tarihi Filistin'in diğer bölgelerine ve komşu Arap ülkelerine göçünde önemli bir faktör oldu. Bu katliam ayrıca 1948'de Arap-İsrail Savaşı'nın fitilini ateşleyen en önemli nedenler arasında yer aldı.

Katliamı gerçekleştirenler arasında yer alan sonraki yılların Siyonist İsrail rejimi başbakanlarından Menahem Begin, "Bu eylemi yapmasaydık İsrail olmayacaktı." ifadelerini kullanmıştı.

Siyonist İsrail rejiminin ilk başbakanı ve ikinci savunma bakanı David Ben-Gurion, katliamdan sadece bir ay sonra 14 Mayıs 1948'de Tel Aviv'de İsrail Bağımsızlık Bildirgesi'ni okuyarak sözde İsrail devletinin kuruluşunu ilan etti.

İSRAİL, DEYR YASİN KATLİAMININ ARŞİVLERİNİ AÇMAMAKTA ISRAR EDİYOR

2018 yılında işgalci İsrail’in Başbakanı Benjamin Netanyahu, üzerinden 70 yıl geçmesine rağmen 1948’de gerçekleşen Deyr Yasin katliamı gibi olaylar hakkında bilgiler içeren devlet arşivlerinin açıklanmasını yasaklayan kararnameyi imzalamıştı.

Netanyahu’nun sözcüsü, kararın güvenlik hizmetleri ve diğer kurumların talebi üzerine geldiğini söylemişti. Böylece kamuya kapalı arşiv bilgilerinin gizliliğinin uzatılmasına karar verilmişti.

Diğer taraftan 2010 yılında ise Haaretz gazetesinin 2010'da Deyr Yasin katliamıyla ilgili belgeler, raporlar ve fotoğrafların kamuya açılmasının önündeki engelin kaldırılması için verdiği dilekçe işgalciİsrail rejimi Yüksek Mahkemesi tarafından reddedilmişti.

Siyonist İsrail rejimi yasalarına göre Knesset meclis komitelerinin toplantı tutanakları 20 yıl boyunca gizli tutuluyor, dış politikadaki materyaller 25 yıl, polis arşivleri 30, hükümet belgeleri 50 yıl, istihbarat Şin-Bet ve Mossad, Biyolojik Araştırmalar Enstitüsü ve Enerji Komitesi dâhil olmak üzere materyaller ise devlet sırrı kapsamında 70 yıl gizli tutuluyor.

Bilindiği gibi diğer katliamlar gibi bu katliamın da amacı Filistinlileri yaşadıkları köylerden, beldelerden ve şehirlerden çıkarmak, onları başka yerlere göç etmeye zorlamaktı.

ZALİM SİYONİST İSRAİL’İN GERÇEKLEŞTİRDİĞİ KATLİAMLAR

Deir Yasin katliamı, Batı dünyasının ümmetin kalbine zorbalıkla ve terörle ektiği gayri meşru İsrail adındaki varlığın işlediği ilk ve son cinayet, katliam ve soykırım değildir. Varlığını Filistin halkının kanı üzerinde inşa eden işgalci terör rejimi şimdiye kadar birçok cinayete imza attı. Siyonist işgalci İsrail rejiminin yaklaşık yetmiş yıl içinde işlediği katliamlardan bazıları şunlar:

Hayfa Pazarı patlaması
Kral Davud Oteli'nin havaya uçurulması
Deir Yasin Katliamı
Ebu Şuşa köyü katliamı ( 14 Mayıs 1948)
Lida Katliamı (9-18 Temmuz 1948)
Safsaf köyü katliamı (29 Ekim 1948)
Davayima köyü katliamı (29 Ekim 1948)
Kibya katliamı (14-15 Ekim 1953)
Kalkiliya (10 Ekim 1956)
Kefer Kasım katliamı (29 Ekim 1956)
Samı katliamı (13 Kasım 1956)
Han Yunus katliamı (3-4 ve 12 Kasım 1956)
Kudüs katliamı (5-7 Haziran 1967)
Ürdün katliamı (15 Şubat, 4 Haziran1968)
Sabra ve Şatilla katliamları ( 15-16 Eylül 1982)
Kudüs katliamı (8 Ekim 1990)
Hz.İbrahim Camii katliamı (25 Şubat 1994)
Kudüs katliamı (24-27 Eylül 1996)
Koruyucu Kalkan Operasyonu (29 Mart -3 Mayıs 2002)
Nuseyrat katliamı (Mart 2004)
Rafah katliamı (18-23 Mayıs 2004)
"Tövbe Günleri Operasyonu" (30 Eylül-16 Ekim2004 )
"Yaz Yağmurları " ve "Güz Bulutları" operasyonları (28 Haziran 26 Kasım 2006)
"Sıcak Kış” Operasyonu (28 Şubat -3 Mart 2008)
"Dökme Kurşun” operasyonu (27 Aralık 2008-18 0cak 2009)
2014'te Gazze’ye açılan savaşta işlenen katliam

(Filistin Enformasyon Merkezi)