Bakanlığın günlük istatistik raporuna göre, bugün hayatını kaybeden üç kişi yetişkinlerden oluşuyor. Böylece açlık nedeniyle yaşamını yitirenlerin toplam sayısı 303’e yükseldi. Bunların içinde 117 çocuk bulunuyor.
Gazze’deki insani kriz, süregelen İsrail kuşatması, gıda ve tıbbi malzeme yetersizliği nedeniyle giderek derinleşiyor. İnsan hakları örgütleri, bu durumu 7 Ekim 2023’ten bu yana sivillere karşı yürütülen sistematik bir soykırım savaşı olarak niteliyor.
İşgal makamları, 2 Mart 2025’ten bu yana Gazze’ye açılan tüm sınır kapılarını kapatarak gıda ve tıbbi yardımların büyük çoğunluğunun girişini engelliyor. Bu da kıtlığın yayılmasına ve binlerce can kaybına yol açtı.
Sağlık Bakanlığı, İsrail’in yardım konvoylarını kısıtlama ve engelleme politikasını sürdürmesinin, hayat kurtarma çalışmalarını engellediğini vurguladı.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sözcüsü Stéphane Dujarric, dün New York’ta düzenlediği basın toplantısında, işgal organlarının geçtiğimiz pazar günü koordinasyon gerektiren 15 insani yardım misyonundan 8’ini reddettiğini, kalan 7 misyonu da engellediğini açıkladı.
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Gazze’de devam eden hava saldırıları ve sağlık tesislerine yönelik saldırılar da dahil olmak üzere, askeri operasyonların daha fazla sivil kaybına yol açtığı ve kritik altyapıya zarar verdiği ya da tamamen yıktığı konusunda uyarıda bulundu.
BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) ise, 5 yaş altı çocuklar arasındaki yetersiz beslenme oranlarının Mart ile Haziran 2025 arasında iki katına çıktığını bildirdi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de Gazze’deki yetersiz beslenme seviyelerinin endişe verici boyutlara ulaştığını ve her beş çocuktan birinin (5 yaş altı) akut yetersiz beslenme yaşadığını teyit etti.
İnsani yardımların ulaştırılmasını bilinçli şekilde engelleme ve aç bırakmayı sivillere karşı bir silah olarak kullanma politikası, insan hakları uzmanlarının analizine göre, uluslararası hukuk kapsamında savaş suçu ve insanlığa karşı suç niteliği taşıyor.
Bu tablo, Gazze’deki ağır insani krizi tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor. Açlık ve zorla aç bırakma politikası, kesintisiz bombardımanlarla iç içe geçerek, özellikle çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere sivillerin yaşamını doğrudan tehdit ediyor.