Bekir Sıtkı Şirin

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer'in geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu bir açıklama gündeme bomba gibi düştü. Kıbrıs basınında da yer alan demeçte Gürcafer, Tapu Dairesi'nde bekleyen 94 bin adet sözleşme olduğunu, tapuların çıktığını ancak devir işlemlerinin yapılmadığını aktararak, 'Devirleri yapılması durumunda devletin kasasına girecek olan para 20 milyar TL civarındadır.' ifadelerini kullandı.

KKTC'de yaşanan ekonomik kriz nedeniyle kaynak arayışının devam ettiği bugünlerde Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer tarafından yapılan açıklama son derece dikkat çekti. Gürcafer'in önerisinin ortaya konmasıyla Millî Gazete'nin Kıbrıs adasındaki sessiz işgal ile ilgili olarak aylardır yaptığı haberlerin doğruluğu da bir kez daha ortaya çıkmış oldu.

On Binler Ümraniye'de Şehitlerimiz ve Filistin için Yürüdü On Binler Ümraniye'de Şehitlerimiz ve Filistin için Yürüdü

DEVİR ÜÇ ŞEKİLDE GERÇEKLEŞİYOR

Ciddi bir ekonomik kriz içerisinde olan ve kaynak arayışında bulunulan yavru vatanda tapu devirleri üç şekilde gerçekleşiyor. İlk yönteme göre satan ve satın alan taraf, tapu dairesinden randevu alıyor ve randevu alınan günde tapu devri gerçekleşiyor. Bu devir, aynı gün sisteme işleniyor. İkinci bir yöntemde ise devirler noter yolu ile yapılıyor ve devir devlet kayıtlarına geçmiyor. Zira KKTC'de halen daha noterde taraflar arasında yapılan özel sözleşmelerle arazi devri yapılabiliyor. Bu noter devrinde şartları taraflar koyarken devreden taraf sözleşmeye 'dilediğine satar ve devreden' ibaresini eklettirebiliyor. KKTC'de devir işlemleri sürecinde başvurulan üçüncü ve son yöntem ise 'Declaration of Trust (Yediemin Beyannamesi)' olarak biliniyor. Yabancılar mal devirlerinde bu yöntemi tercih ederken söz konusu yöntem ile çok sayıda mülk satın alındığı hatta bu sözleşmeler ile ilgili çıkan anlaşmazlıkların KKTC mahkemelerinde davalara konu olduğu kaydediliyor.

SİSTEMDE AÇIK VAR!

KKTC'de gerçekleştirilen devir yöntemlerinin ortak bir özelliği bulunuyor. Buna göre devir işlemlerindeki sözleşmelerin hiçbirisinin devletin veri bankasında kaydı bulunmuyor. Bu sözleşmeler ilgili şirketlerin muhasebecilerinde ya da şirketlerin kasalarında muhafaza edilirken KKTC'de etkin bir e-devlet sisteminin bulunmadığı biliniyor. Bu nedenle noterde yapılan sözleşmeler ile 'yediemin beyannameleri' kayıt altında yer almıyor. Bu nedenle KKTC devlet yetkilileri tapu kayıtlarına bakarak yabancılara fazla arazi satılmadığını iddia ediyor. Halbuki durum tam tersini gösteriyor.

31 BİN 500 DÖNÜM ARAZİ YABANCILARIN ELİNDE

Yavru vatandaki devir sözleşmelerinin kaç tanesinin yabancılara ait olduğu net olarak bilinmezken Millî Gazete'nin ulaştığı kaynaklar dikkat çeken bilgiler veriyor. Buna göre devir sözleşmelerinin yalnızca üçte birinin yabancılara ait olduğunu söylemenin dahi iyimser bir tavır olacağı kaydediliyor. Bu tez, yaklaşık olarak 31.500 kadar sözleşmenin yabancılara ait olduğu anlamına geliyor. Her bir sözleşmenin en azından bir dönüm büyüklüğünde olduğu varsayıldığında ise en az 31 bin 500 dönüm arazinin yabancıların elinde olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Bu da gazetemizin aylardır dile getirdiği 25 bin dönüm arazinin yabancılara satıldığı gerçeğini ortaya koyuyor.