Muslim Port Haber Merkezi | Yunus Emre Kaynak
Middle East Eye haber sitesinde Juman Ebu Arafeh tarafından kaleme alınan habere göre, İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Mescid-i Aksa Cami'nin hemen güneyinde, yaklaşık 850 metre uzunluğunda ve sekiz metre genişliğinde olan tünel, Silvan mahallesinin Wadi Hilweh bölgesindeki Filistinli sakinlerin evlerinin sadece üç ila dört metre altında kalıyor.
'Büyük Davut Şehri" İsrail turizm projesinin bir parçası olan tünel, İsrail hükümeti tarafından finanse edilen proje, El-Ad olarak da bilinen Ir David, özel Yahudi yerleşimci Örgütü, İsrail eski eserler Kurumu ile işbirliği içinde kazılar yürütüyor.
İsrail, Silvan ve Kudüs'ün eski kentinin altındaki kazıların, Yahudilerin şu anda Mescid-i Aksa'nın bulunduğu yerde inşa edildiğine inandıkları üç bin yıllık birinci ve ikinci Yahudi Tapınaklarının izlerini ortaya çıkarmayı amaçladığını iddia ediyor. Bugüne kadar İsrail, bu projeye en az 40 milyon şekel (11.7 milyon dolar) yatırım yaptı.
Bununla birlikte, arkeolojik proje küresel bir tartışma konusu ve Filistinliler için bir başka acı kaynağı haline geldi.
Silvan'da yaşayan en az 45.000 Filistinli ile yapılan görüşmelerde, birçoğu "Davud Şehri" projesinin ve diğer arkeolojik kazıların, İsrail'in Kudüs'ün eski kentini kaplayan mahalleler üzerindeki fiziksel ve politik tutumunu güçlendirmek ve Silvan'da yaşayan 400'den fazla Yahudi yerleşimcinin konumunu uluslararası hukuka aykırı olarak artırmak için çabalarının bir parçası olduğunu vurguladı.
Tünellerde Siyonist Anlatı
İsrail'in eski Kudüs Belediye Başkanı Nir Barakat geçen yıl yaptığı açıklamada, "Hacıların yolu" ve tüneli ziyaret eden herkesin "bu şehrin toprak sahibinin kim olduğunu tam olarak bildiğini" söylemişti.
Bu tünellerden birine inen ziyaretçiler, bir zamanlar orada var olan ve Yahudiliği temsil eden işaretlerle karşılaşmakta. Ancak Kudüs, kültürel ve dini olarak farklı ve uzun bir tarihe sahip olsa da, tünellerde aktarılan bilgiler sadece şehrin Yahudi tarihine odaklanıyor.
Işıklı ekranlar, Yahudi tapınak yapısının üç boyutlu modellerini ve Tapınağı inşa eden ve taşlarını sürükleyen işçilerin renkli bir karikatürünü gösteriyor.
Tevrat'tan ayetler taşıyan bazı kağıt parşömenler de cam raflara sıkışmış ve minyatür topografik yapılar ile birlikte sergileniyor.
Tünellerin, çimento kaplı duvarlar, demir destekli yapılar ve klima ile bir yeraltı şehrine dönüştürülerek önemli bir altyapı ile donatılmış olduğu belirtiliyor. Ayrıca dua noktalarının yanı sıra dini törenler ve konferanslar için alanlar da içeriyor.
2018'te Guardian gazetesine sızan bir Avrupa Birliği raporu, İsrail'in, Kudüs'ün Filistin mahallelerindeki yasadışı yerleşimleri meşrulaştırmak için arkeolojik ve Turizm alanları geliştirdiğini belirtiyordu. Raporda, bu tür projelerin "tarihsel anlatıyı değiştirmek ve yerleşimleri desteklemek, meşrulaştırmak ve genişletmek için politik bir araç olarak" kullanıldığı belirtilmişti.
Raporda, "Doğu Kudüs, İsrail milli parklarının nüfusu yoğun olan mahallelerde ilan edildiği tek yer" dedi. Raporun devamında, "sadece Yahudi anlatısını teşvik ederken, aynı zamanda burayı Filistin çevresinden ayırdığı" belirtildi ve işgalci yerleşimci örgütler eleştirildi. Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan raporlar da yıllar boyunca bu tür endişeleri yineledi. Ancak Uluslararası kurumlar tarafından somut bir adım atılmadı.
Tünellerin Sayısı Bilinmiyor
Büyük ölçekli kazılar, 1967'de İsrail Din Bakanlığı'nın himayesinde, o yıl ki Orta Doğu Savaşı'ndan kısa bir süre sonra başladı.
Uzmanlar tarafından, "Hasmonean Tüneli" olarak adlandırılan ve kazılan ilk tünel, 500 metre uzunluğunda Kudüs'ün eski kentinin Fas mahallesinde ve El-Aksa Camisinin batı tarafında yer almakta olduğu belirtildi. Batı duvarında yer alan mahalle, İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgal etmesinden üç gün sonra işgalci İsrail tarafından tamamen yıkıldı.
Kudüs merkezli bir Arkeoloji araştırmacısı olan Abdel-RazzaqMatani, Middle East Eye gazetesine verdiği demeçte, El-Aksa Camii ve eski şehrin altında kazılan tünellerin tam sayısının bilinmediğini söyledi.
İsrail makamları sadece belirli tüneller hakkında duyurular yaparken, dışarıdaki arkeologların veya araştırmacıların bölgeyi incelemesini engellediğini söyledi.
Tünellerin çoğu başlangıçta Helenistik, Haçlı ve İslami dönemlerde kazıldı ve daha sonra daha fazla inşaat inşa edildikçe gömülen su yolları veya geçitler olarak kullanıldı.
Bugün Batı duvarı tünellerinde yürürken tanıtılan ögeler neredeyse sadece ikinci Tapınakla ilgili olsa da, arkeologlar tünellerdeki kalıntıların çoğunun aslında daha sonraki dönemlere ait olduğunu söylüyorlar.
Böyle bir örnek, tünellerin içindeki en büyük alanlardan biri olan 14. Yüzyıl Memluk döneminden kalma tarihi bir hamamdır. İsrail'in arkeolojik kazılarının siyasileştirilmiş doğasını ele alan İsrailli STK Emek Shaveh, mekanda yalnızca Yahudi Hac hikayesine odaklanılmasının "bölgenin tarihsel önemini tamamen görmezden gelmek" olduğunu vurguladı.
Grup, tünellerin yalnızca "Yahudi dini anlatısını güçlendirdiğini" yazdı.
Mescid-i Aksa'nın Temelleri Ortaya Çıkarıldı
Tünellerin içinde Mescid-i Aksa'nın temelleri kazılar sonucu ortaya çıkarıldı. İşgalci İsrail'in bu tüneller vasıtasıyla Mescid-i Aksa'nın temellerine ulaşıp yıkılmasını sağlamak ve Süleyman Mabedini yeniden inşa etme fikri olduğu da iddialar arasında.
Emek Shaveh, İsrail kazılarının İsrail'in Silvan'daki yerleşimini haklı çıkarmak için bir araç olarak ve Kudüs'ün çeşitli sosyal ve kültürel dokusunu tehdit eden siyasi amaçlar için bir araç olarak kullanıldığını vurguladı.
Evlere Hasar Veriyor, Mescid-i Aksa'nın Temellerini Tehdit Ediyor
Uzmanlar, son birkaç yılda kazıların Filistin evlerinde, özellikle Silvan'da ciddi yapısal ve temel hasara neden olduğunu söylüyor.
2017 yılında, 25 kişiden oluşan bir grup Filistinli, binalarını yaşamak için güvensiz hale getiren bu tür hasarlar nedeniyle şehirdeki evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Tüneller de Mescid-i Aksa'nın temelleri için büyük bir tehdit oluşturmaya başladı.
Tünellerin çoğu, El-Aksa Cami'nin Batı surlarının altında ve Müslümanlar tarafından Burak duvarı olarak bilinen Batı duvarının altında bulunuyor. Tüneller caminin güneyindeki Emevi saraylarının altından, Silvan'ın merkezine kadar uzanmakta.
Araştırmacı NajehBkairat, tünel ağının eski Kent'teki El-Aksa Camisinin batısındaki El-Karmi mahallesine ve Şam kapısının yakınındaki Doğu ve kuzeye, Güney dallarının ise Silvan'a ulaştığını söyledi.
Bkairat, sonuçların ciddi olduğunu ve büyük binalarda çatlaklara neden olduğunu söyledi. Rota boyunca 16 İslami anıtın temellerini etkilediğini ayrıca belirtti.
Silvan merkezli WadiHilweh bilgi Merkezi'ne göre, son kazılar nedeniyle Ein al-Hilweh bölgesi heyelanlara maruz kaldı, oyun alanları, otoparklar ve Yunan Ortodoks Kilisesi'ne ait araziler çöktü. Kış mevsiminde şiddetli yağmur zamanlarında altyapıya verilen hasar daha şiddetli hale geldi.
Araştırmacı Bkairat, genel olarak, kazıdan en çok etkilenen yapıların Mescid-i Aksa içinde bulunan, özellikle el-Marwani namaz salonunda ve kökleri hasar görmüş selvi ağaçlarında olduğunu söylüyor.
Araştırmacı, kazıların sadece Aksa'nın batısındaki tarihi binalarda çatlaklara ve çökmelere yol açmadığını, aynı zamanda bir dizi mezarın da etkilendiğini ve aşağı doğru kaydığını söyledi.
Kazıların başlamasından bu yana, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), işgal altındaki topraklarda bu tür eylemlerin yasadışılığını vurgulayarak İsrail'i kazmayı durdurmaya çağırdı.
İsrail kazıları, UNESCO'nun İsrail'e yapılan tüm yardımları askıya almasından sonra 1974'te sadece birkaç ay boyunca durduruldu. O yılın ilerleyen günlerinde, El-Aksa caminin batısındaki tarihi Cevahiriye okulu çöktü.
Filistin'de Hem Yer Üstünde Hem Yer Altında Mücadele
1996 yılında, yeni seçilen İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, El-Aksa caminin bitişiğindeki "Batı duvarı tünellerine" bir giriş açtı ve İsrail güçlerinin yaklaşık 80 Filistinliyi öldürdüğü Filistin protestoları baş gösterdi.
ABD Başkanı Donald Trump, 2017'de tüm Kudüs'ü bölünmemiş İsrail başkenti olarak tanıyan Netanyahu'ya tam destek verdiğinden, Filistinliler şehirde bulunan Yahudi işgalinin hızlanmaya devam edeceğinden korkuyorlar.
Filistinli Silwan sakinleri işgale karşı uzun savaşlar verirken, Filistin'de hem yer üstünde hem de yeraltında mücadele devam ediyor.




