Açıklamaya imza atan ülkeler şunlar: Katar, Bangladeş, Brezilya, Kolombiya, Endonezya, İrlanda, Libya, Malezya, Maldivler, Meksika, Pakistan, Umman, Slovenya, Güney Afrika, İspanya ve Türkiye.
Bakanlar, filonun Gazze halkının acil insani ihtiyaçlarına dikkat çekmeyi amaçladığını, kendi hükümetlerinin de barışın sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması yönündeki aynı hedefi paylaştığını vurguladı.
Bildiride, uluslararası hukuka saygının önemine işaret edilerek tüm taraflara filoya yönelik herhangi bir yasa dışı veya şiddet eyleminden kaçınma çağrısı yapıldı. Ayrıca uluslararası hukuk ve insancıl hukuka riayet edilmesi gerektiği belirtildi.
Bakanlar, filoya katılanların maruz kalabileceği uluslararası hukuk ve insan hakları ihlallerine karşı da uyarıda bulundu. Buna, uluslararası sularda gemilere saldırı ya da yasa dışı alıkoyma gibi eylemler de dahil edilerek, bu tür uygulamaların hesap vermeyi gerektireceği vurgulandı.
“Küresel Direniş (Sumud) Filosu” yaklaşık 50 gemiden oluşuyor ve şu anda Akdeniz’de belirlenen buluşma noktasına doğru ilerliyor. Katılımcılar arasında yaklaşık 50 Türk aktivist bulunuyor; bu sayı, tüm heyetler içinde “en büyük grup” olarak kaydedildi.
Bu, bugüne kadar bu kadar büyük sayıda geminin topluca Gazze’ye doğru yola çıkması açısından ilk deneyim. İsrail daha önce Gazze’ye giden tekil gemilere müdahale etmiş, el koymuş ve üzerlerindeki aktivistleri sınır dışı etmişti.
2 Mart’tan bu yana İsrail, tüm sınır kapılarını kapatarak Gazze’ye gıda, ilaç ve insani yardım girişini engelleyip ablukayı sıkılaştırdı. Bu da, sınırda yardım tırları birikmesine rağmen Gazze’yi açlığa sürükledi.
ABD’nin koşulsuz desteğiyle sürdürülen İsrail’in bu soykırım savaşı, Gazze Sağlık Bakanlığı verilerine göre şu ana kadar 64 bin 964 kişinin şehit olmasına, 165 bin 312 kişinin yaralanmasına ve 9 binden fazla kişinin kaybolmasına sebep oldu. Ayrıca yüzlerce kişi açlıktan hayatını kaybederken, iki milyondan fazla Filistinli zorunlu göç koşullarında, büyük bir yıkımın ortasında yaşam mücadelesi veriyor.