Kendilerinin ortaya çıkardığı terör örgütü DEAŞ'la mücadele bahanesiyle Irak'ı ikinci defa işgal eden ABD ve destekçileri ülkeyi harabeye çevirdikten sonra sessizce ülkeden ayrıldı. Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, işgalci uluslararası koalisyonun savaş görevinin (!) sona erdiğini, tüm güçlerinin ve savaş teçhizatının Irak'tan çıkışının tamamlandığını söyledi.

Sözde DEAŞ ile mücadelede koalisyon komutanlığına, koalisyondaki ülkeler ile komşu ve müttefik ülkelere teşekkür eden Kazımi, Irak güçlerinin, halkını korumak için hazır olduğunu vurguladı. Bağdat ve Washington yönetimleri, Temmuz ayında Irak'taki uluslararası koalisyon güçlerine bağlı muharip kuvvetlerin yıl sonuna kadar ülkeden çekilmesi konusunda anlaşmıştı. Koalisyon ve Irak, 9 Aralık'ta işgal güçlerinin Irak'taki misyonunun sona erdiğini ve çekildiğini duyurmuştu.

Elma Kokusuyla Gelen Ölüm! Elma Kokusuyla Gelen Ölüm!

SADDAM SONRASI SORUNLAR BİTMEDİ

Eski Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in idam edilişinin üzerinden 15 yıl geçse de istikrarın sağlanamadığı Irak'ta güvenlik, siyasi ve ekonomik alanlarındaki sorunlar sürüyor. Irak'ı 1979 yılından 2003'e kadar yöneten Saddam Hüseyin, 15 yıl önce 30 Aralık 2006'da idam edildi. Saddam'ın idamıyla Irak'ta Baas Partisi dönemi de kapanmış oldu.

İşgalci ABD'nin Mart 2003'teki Irak işgaliyle Saddam Hüseyin ortadan kayboldu, ancak yaklaşık 8 ay sonra ABD askerleri tarafından yakalandığı duyuruldu. Saddam'ın idam edilişine dair yayınlanan görüntüler o yıllarda oldukça ses getirdi. Saddam'ın Kurban Bayramı sabahı idam edilmesi de tartışmalara neden olmuştu. Saddam sonrası güya demokrasi ve özgürlük (!) getirileceği yönünde vaatler sunan ABD'nin işgaliyle ülkede patlak veren güvenlik kargaşası devam ediyor. Irak'ta ABD işgali sonrası iktidar koltuğuna oturanlar, vatandaşlara temel kamu hizmeti sunmamakla birlikte, siyasi birlikteliği de sağlayamadı.

Askeri alanda ABD işgalinden büyük ölçüde etkilenen Irak'ta 2003 sonrası ordu lağvedildi. Ülkenin yeni anayasası 2005 yılında ABD mandası altında yazıldı, daha sonraki süreçte halk arasında uzun yıllar mezhep savaşı patlak verdi. Terör örgütü DEAŞ, 2014 yılındaki saldırısında ülkenin üçte birini ele geçirdi. Irak yönetimi, 100 milyar dolarlık maddi kayıpla DEAŞ'i bitirdiğini duyursa da örgüt güvenlik güçleri ve sivillere yönelik saldırılar düzenlemeye devam ediyor.

Irak'ta Saddam sonrası yaşanan yolsuzluklar da kurumların neredeyse tümüne sirayet ederek, devlet müessesesini derinden sarstı. Gelen ABD işbirlikçisi hükümetlerin hiçbiri bu yolsuzluklarla mücadele etmezken, 2003 sonrası en büyük yolsuzluk ve rüşvet alımının hükümette yer alan taraflarca yapıldığı biliniyor. Saddam sonrası yaşanan tüm bu olaylar, Irak halkının refaha ulaşmasına da engel oldu.

IRAK, ABD VE İRAN ÇATIŞMASININ MERKEZİ HALİNE GELDİ

Saddam sonrası Irak'ta ABD'nin yanı sıra İran'ın da ülkede hem askeri hem siyasi nüfuzu da gittikçe arttı. İki ülke arasındaki artan rekabet ve çatışan çıkarlar, Irak'ın Saddam sonrası istikrarsızlığını daha da artırdı. ABD tarafından 3 Ocak 2020'de Bağdat Havalimanı yakınlarında düzenlenen bir hava saldırısı sonucu, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis'in öldürülmesi ise ülkeyi ABD-İran çatışmasının neredeyse merkezi haline getirdi.

IRAK İŞGALİ, KAYBOLAN CANLARA DEĞMEDİ

ABD'nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford, 2003 Irak işgalinin ABD'nin tarihindeki en kötü dış politika kararlarından biri olduğunu ve sonuçlarının kaybedilen binlerce cana değmediğini söyledi. Sadece kendi ülkesinin kayıpları için konuşan Ford, Irak halkının kayıplarına, sakat kalan sivillere ve ülkenin yerle bir edilmesine ise hiç değinmedi!

ABD'nin eski Şam Büyükelçisi ve Bağdat Büyükelçiliği görevlisi Robert Ford, ABD'nin 2003 yılında 'kitle imha silahı' gerekçesiyle başlattığı Irak işgaline ilişkin yorumda bulundu. Ford, 'Açıkçası (orada) kitle imha silahı bulamadık, galiba Amerikalıların Irak'ta elde ettikleri stratejik kazanımlar da 4 bin 500 Amerikan askerinin öldürülmesine, on binlercesinin çok ciddi şekilde yaralanmasına ve trilyonlarca dolarlık finansal maliyete değmedi' ifadelerini kullandı.

Sadece kendi ülkesinin kayıpları için konuşan Ford, Irak halkının kayıplarına, sakat kalan sivillere ve ülkenin yerle bir edilmesine hiç değinmedi. Büyükelçiye göre, etkileri bugün dahi hissedilen harekat sırasında ABD, uluslararası sahnedeki güvenilirliğine karşı da büyük bir darbe aldı.

Büyükelçi ayrıca, '2003'te Irak'ta savaşa girme kararının ABD tarihindeki en kötü dış politika kararlarından biri olduğunu söylemenin makul bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum' diye konuştu.

milligazete