Türkiye

“Ümmetin Ve İnsanlığın Meseleleri Çözümsüz Değildir”

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) Genel Başkanı Recai Kutan, Keşmir Dayanışma Günü nedeniyle yayınladığı mesajında çağrıda bulundu. "İngiltere, ayrılırken bölgeye çatışma ve huzursuzluk tohumlarını ekmiş ve Hindistan- Pakistan arasında ‘Keşmir’ ihtilafını ortaya çıkarmıştır” dedi.

Abone Ol

Keşmir'de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek için her yıl dünya genelinde 5 Şubat'ta düzenlenen 'Keşmir Dayanışma Günü' nedeniyle ESAM Genel Başkanı Recai Kutan bir mesaj yayınladı. Kutan, mesajında soruna dikkat çekerek, Keşmir'in İslam dünyası için önemine değindi. Kutan, Keşmir meselesinin Batı medeniyetinin dünyaya miras bıraktığı bir kargaşa ve kaos zemini olduğunu belirterek, 'Keşmir meselesi bunun en önemli örneklerinden biridir. 20. yüzyılın başında İngiltere, Hindistan'a sözüm ona bağımsızlık vererek ayrılırken bölgeye çatışma ve huzursuzluk tohumlarını ekmiş ve Hindistan- Pakistan arasında 'Keşmir' ihtilafını ortaya çıkarmıştır' ifadelerini kullandı.

'EMPERYALİSTLER SADECE KUVVETTEN ANLAR'

'Emperyalistler Hindistan'a bir yandan 1947 yılında bağımsızlık verilirken bir yandan da ellerine 'Keşmir' gibi bir bomba bırakılmışlardır' ifadeleriyle durumu ortaya koyan Kutan, 'Keşmir, sadece Hindistan'ın veya Pakistan'ın meselesi değil, inancımız gereği ümmetin yani bizlerin meselesidir. Asıl olan hak ile batılın mücadelesidir. Her dönemi dünyayı felakete sürükleyen Nemrutlar oldu ama hamdolsun ki İbrahimler de vardı. Bakınız, emperyalistler sadece kuvvetten anlar ve çekinirler' dedi.

'GELİN HEP BİRLİKTE D-8 İDEALLERİNE SAHİP ÇIKALIM'

'15 Haziran 1997'de imzalanan D-8 anlaşmasının ortaya koyduğu prensipler ve hedefler, insanlık aleminin barış, diyalog, iş birliği, adalet, eşitlik ve özgürlük özlemine cevap vermek için atılmış önemli ve somut bir adımdır' diyen Kutan, İslam ülkelerine şu çağrıyı yaptı: 'Gelin hep birlikte bu ideale sahip çıkalım. İnsanlığın ve ümmetin meseleleri çözümsüz değildir. Çözüm, Müslüman toplulukların bir araya gelerek insanlığın umudu olan 'Yeni Adil Bir Dünya' kurmalarındadır. Gün, kendi inancımız ve değer ölçülerimizin etrafında toplanarak, insanlığın tek kurtuluş reçetesi olan kendi medeniyetimizi ihya etmektir.'

milli gazete