Hayatı
Muslim Port olarak Filistin’den Afganistan’a uzanan mücadelenin anatomisini 3 seri halinde derledik. Serinin ilk bölümde Şeyh Azzam’ın hayatını ele aldık.
Filistin, Suriye, Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan Arasında Yoğrulan Eğitim Dönemi
1941 yılında Filistin’in Siletül Hasiriye
kasabasında doğdu. İlk öğrenimini doğduğu topraklarda alan Azzam,
eğitim hayatı sürerken Müslüman Kardeşler'in Ürdün koluna katıldı. 1966’da Şam Üniversitesi Şeriat Fakültesi”ni bitirdi. 1966 yılındaki mezuniyetine dek Azzam Şam'da Muhammed Edip Salih, Said
Havva, Ramazan el Buti, Mervan Hadid gibi önemli isimlerle tanıştı. 1967’de ise Amman’da öğretmenlik yaparken Batı Şeria ve Mescid-i Aksa’nın
yahudilerin eline geçmesi üzerine Müslüman Kardeşlerin Mücahid Birlikleri”ne
katıldı.
Ancak Fedaiyyün ve Ürdün ordusu arasında meydana gelen kara eylül olayları
yüzünden Cihadı sürdürmesine imkan kalmayınca 1969 yılında Usulü Fıkıhta master
yaptı. Amhud Şeriat Fakültesi”nde öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonra
Doktora yapmak üzere Kahire’ye gitti. Kahire’de Usul-u Fıkıh dalından birincilikle
mezun olup 1973’te doktorasını aldı. 1973-1980 arası Ürdün Şeriat Fakültesi”nde
Öğretim üyesi olarak bulundu. Ürdün’den askeri yargıtay kararıyla sürülünce
1981’de Cidde Kral Abdulaziz Üniversitesi’nde çalışmaya başladı.
Afganistan ve Küresel Cihat
1979 yılı, tüm
İslam dünyası için olduğu gibi Abdullah Azzam için de bir dönüm noktası oldu.
İran Devrimi, Afganistan savaşı, Kabe Baskını gibi olaylar, dünyada yeni bir
devrin başladığını gösterir nitelikteydi. Özellikle Kabe Baskını'nın ardından
Suudi Arabistan, "radikal" fikirleri bünyesinden uzaklaştırmaya hız
verdi. Abdullah Azzam da, bu kapsamda üniversiteden uzaklaştırıldı. Bunun
ardından Azzam, 25 Aralık 1979'da Sovyetler Birliği işgaliyle farklı bir boyuta
evrilen Afganistan savaşını yakından takip etmek üzere Pakistan'a gitme kararı
aldı. İlk olarak İslamabad Uluslararası İslami Üniversitesi'nde akademisyenliğe
başladı. Abdullah Azzam
İslamabad’daki Uluslarlararası İslam Üniversitesinde ders verirken aynı zamanda
yeni başlayan Afgan Cihadı ile yakından ilgileniyordu. Bir süre sonra da
üniversitedeki görevini tamamen bırakarak Peşaver’e taşındı.
Abdullah Azzam, oğlu Muhammed ve İbrahim ile birlikte şehid oldu. Şehidin
cenazesine coşkulu bir kalabalık katıldı. Meydana gelen büyük patlamayla, araba
paramparça olmuştu. Öyle ki patlamanın olduğu nokta derin bir çukura dönüşmüş
ve olay yerine yakın olan elektrik hatları kopmuştu. Azzam ve
oğulları Peşaver'e defnedildi.
Mekteb el Hidamat
İlk olarak, bölgeye akın eden yabancı savaşçıları yerleştirmek, finanse etmek, eğitmek ve idaresini sağlamak üzere Mekteb el Hidamat'ı teşkil etti. Mekteb el Hidamat, on binlerce yabancı savaşçının Afganistan'a gönderilmesi ve Afganistan savaşının maddi olarak desteklenmesinde rol oynadı. Usame bin Ladin'in 1981 yılında Azzam'a yardım etmek üzere bölgeye gelmesi, Mekteb el Hidamat'ın etkisini artırdı. Bin Ladin gerek finansal, gerekse lojistik açıdan Mekteb el Hidamat'a yardım etti.
Afganistan'daki savaşın Sovyetler Birliği'nin yenilgisiyle sonuçlanmasında büyük bir rol oynayan Azzam, bu savaşla beraber artık tüm dünyada adını duyuran cihat yanlısı akımın önderi olarak görülmeye başlandı. Afganistan'a gelen yabancı savaşçıların organize edilmesi, bugüne kadar uzanan küresel çatışma ortamının da temelini teşkil etti. Ayrıca bu sırada Azzam, başta Filistin olmak üzere dünyanın geri kalanıyla da irtibatı sürdürdü. Filistin'de Hamas'a kurulma sürecinde harekete yardımda bulundu.
Sovyetler Birliği'nin 15 Şubat 1989'da Afganistan'dan çekilmesi, 10 yıldır süren savaşın artık yeni bir döneme evrileceğinin işaretiydi. "Mücahit" gruplar sahayı domine etmiş, ülke büyük oranda onların eline geçmiş, Sovyetler Birliği yenilmişti. Bu durum aynı zamanda çoğunluğu Arap olan yabancı savaşçılar için de yeni bir yol, yeni bir ufuk çizmek demekti.
Abdullah Azzam 24
Kasım Cuma günü her zaman namazını kıldığı “Seb’u’l-Leyl Camii” ne gitmek üzere
evinden çıktı. Amacı cuma hutbesini okumak ve cuma namazını kıldırmaktı. İki
oğlu Muhammed ve İbrahim ile birlikte arabasına doğru yaklaştı. Arabaya
bindikten kısa bir süre sonra büyük bir patlama duyuldu. 20 kilogram ağırlığındaki
TNT’nin uzaktan kumandayla patlamasıyla araba anında parçalandı.
Azzam’ın Ardından
Usame bin Ladin
ve Eymen ez Zevahiri'ye yönelik suçlamalar ispatlanamadı ve ikilinin Azzam ile
oldukça yakın olan ilişkileri nedeniyle bu iddia yalnızca bir söylenti olarak
kaldı. Abdullah Azzam'ın, Afganistan'dan sonra hedefi Filistin olarak görmesi
başta olmak üzere birçok sebepten ötürü, suikasttan ABD, İsrail ve Ürdün
istihbaratları sorumlu tutuldu. Ancak olay bugüne dek aydınlatılamadı.
Azzam, ömrünü cephede savaşarak, Arap ülkelerinden gelen gençlerin eğitimi ile ilgilenerek geçiriyordu.
Azzam suikastinin ardından Afganistan'da
gerek yerel gruplar gerekse yabancı savaşçılar arasında ayrılıklar daha da
derinleşti ve ülke bir iç savaşa sürüklendi. Azzam suikastı için
herkes farklı bir odağı suçlasa da failler bulunamadı.