Muslim Port Haber Merkezi | Sevde Köse
Israel Today'in haberine göre Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han'ın İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Güvenlik Bakanı Yoav Galant ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi hakkında tutuklama kararı çıkaracağı tahmin ediliyor.
İsrail gazetesi, mayıs ayında çıkarılması beklenen tutuklama kararlarının etkilerinin “İsrail'in tamamının savaş suçlusu olarak görülmesine neden olacağı için yıkıcı olacağına” dikkat çekti.
Protestocular Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin genel merkezi önünde Gazze'deki Filistinlileri destekliyor. (Reuters)
İşgalci İsrail'i Korku Sardı!
İsrail Kanal 13'ün haberine göre, Tel Aviv önleyici bir adım olarak bu harekete karşı çeşitli tedbirler almaya başladı; Netanyahu'nun bu konuyu Hollanda, Çek Cumhuriyeti ve Avusturya devlet başkanlarıyla görüşmesi, aynı şekilde Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve Tel Aviv'in Washington Büyükelçisi Mike Herzog’un tutuklama emirlerinin çıkarılmasını engellemek amacıyla veto yetkisini kullanması yönünde Amerika'ya baskı yapması amacıyla ABD Başkanı Joe Biden yönetimiyle görüşmelerde bulunması bekleniyor.
Siyonistlerin Gerçek Korkuları
İsrail Kanal 12'nin siyaset muhabiri Amit Siegel, ‘dramatik’ olarak nitelendirdiği böyle bir adımı başsavcının Amerikalılardan ‘yeşil ışık’ almadan atmasının imkansız olduğunu, bunun da çok hassas bir dönemde, Refah'a kara saldırısının arifesinde, Tel Aviv ve Washington arasındaki ilişkilerde süregelen krizi yansıttığını belirtti.
Hukuk alanında analist Tamar Almog İsrail Kanal 11'de, İsrail hükümetinin, İsrail işgal ordusunun Refah'a kara saldırısı başlatılması durumunda başta Lahey olmak üzere İsrail'e karşı uluslararası hukuk alanını olumsuz etkileyebileceği yönünde endişe duyduğunu belirterek “bu durumun mahkemenin Gazze'de ateşkes kararı vermesine yol açabileceğini” ifade etti.
Tahminler; tutuklama kararlarının İsrail'in ekonomisini, ticaretini, havacılığını, turizmini ve tüm alanlarını aynı şekilde İsrail'in dünyadaki imajını da doğrudan etkileyeceği konusunda hemfikir ayrıca bu kararlar birçok ülkeyi İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesmeye ve savaşı durdurması için baskı yapmak amacıyla İsrail'i izole etmeye itmesi ihtimallerinin de uzak olmadığını öngörüyor.
İsrail araştırmacısı Antoine Şalhat, İsrailli siyasi ve askeri kişiler hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından tutuklama emri çıkarılmasının Tel Aviv'de çok ciddi bir sorun olarak görüldüğünü ve İsrail'in iç arenasında karışıklık çıkardığını düşünüyor.
Şalhat, Al Jazeera Net'e verdiği röportajda İsrail'in ordu komutanlıkları, Savaş Konseyi, Ulusal Güvenlik Konseyi ve Başbakanlık Ofisi ile yaptığı yoğun istişarelerin konunun ciddiyetini doğruladığını ve Tel Aviv'in Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kararlarına şüpheyle yaklaştığını belirterek “mahkeme kararları ve tutuklama emirlerinin çıkması halinde bunun İsrail'de her düzeyde yankı uyandıracağını” söyledi.
Ek Baskılar
Araştırmacı, tutuklama kararlarının Gazze savaşını ve İsrail'in işlediği soykırım suçlarını durdurmak için güvenilen uluslararası ve dış baskılar kapsamında önemli bir adım olduğunu, özellikle de İsrail'in iç baskılarının savaşın durdurulmasına değil esirlerin iadesine odaklandığını belirtti.
Amerikan yönetiminin, İsrail'in savaşı durdurması için İsrail'e yeteri kadar baskı yapmadığını çünkü savaşa karşı olmadığını vurgulayan Şalhat, Tel Aviv ile Washington'un ‘savaşın yürütülmesi ve Refah'a askeri kara operasyonu düzenlenmesi’ konusunda görüşlerinin farklılık gösterdiğini açıkladı.
Bu durumla ilgili araştırmacı Şalhat, “Uluslararası kamuoyu ve başta Amerika olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerde yapılan protestoların etki edeceğine güvenildiğini ve İsrail'i endişelendiren hareketin de bu olduğunu” belirterek, bu endişenin Netanyahu'nun Amerikan Üniversitelerinde yaşanan protestolara yönelik açıklamalarına ve kışkırtmalarına da yansıdığına dikkat çekiyor.
Şalhat, Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail liderlerine karşı alabileceği söylenen tedbirlerin ve Güney Afrika'daki “apartheid rejiminin” yıkılmasına katkıda bulunan protestoları anımsatan Amerikan üniversitelerindeki protestoların; İsrail'e çeşitli düzey ve alanlarda uluslararası izolasyon dayatılmaya başladığının göstergeleri olarak değerlendiriyor.
İç Etki
Siyasi analist Akiva Eldar de Lahey'deki mahkemeden çıkabilecek herhangi bir kararın özellikle İsrailli siyasi ve askeri liderler için tutuklama emri içermesi halinde, İsrail üzerindeki dış baskıları arttıracağına; Washington ile çatışmaya devam etmesi halinde ise, özellikle Refah'ta geniş çaplı bir kara askeri operasyonu konusunda farklı tutumlar sergileyen iki ülke arasındaki ilişkilerdeki kriz de göz önüne alındığında kendisini izole edilmiş bulabileceğini belirtti.
Eldar, tutuklama emirlerinin yankılarıyla ilgili olarak Al Jazeera Net'e yaptığı açıklamada, “İsrail ordusundaki birçok subay ve askerin, İsrail ordusu tarafından yürütülen iç inceleme ve soruşturma komiteleri önünde kendilerini savunmaları ve temsil etmeleri için avukat ekiplerinden hizmet almaya başladığını” ifade etti. Siyasi analist bu çabanın, Uluslararası Adalet Divanı'nda kendilerine karşı dava açılması durumunda, kendilerini her türlü sorundan muaf tutmak için olduğunu düşünüyor.
Eldar, bu tedbirin Güney Afrika tarafından açılan davaya göre Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail'e karşı savaş suçları ve soykırım suçlamalarını tartışmaya devam etmesi durumunda, savaşın sorumluluğunu üstlenme konusunda İsrail'deki askeri ve siyasi düzey arasındaki güven eksikliğini yansıttığını açıkladı.
Eldar, İsrailli liderler hakkındaki tutuklama kararlarını, savaşı durdurması için İsrail'e baskı yapmaya yönelik uluslararası kampanya kapsamına giren ciddi kararlar olarak görüyor. Eldar, İsrail siyaset arenasında savaşın devam etmesi konusunda neredeyse fikir birliğine varıldığına, muhalif seslerin savaşın sona ermesi ve Gazze'den çekilmesi için değil, kaçırılanların serbest bırakılması için savaşın devam etmesi yönünde baskı yaptığına dikkat çekti.
Aynı siyasi analist, İsrail içindeki hareketin çok zayıf olduğunu, kaçırılanların dosyasına odaklanıldığını ve Netanyahu hükümetini savaşı durdurmaya zorlayacak bir baskı oluşmadığını ifade etti. Ayrıca ‘Dini Siyonizm lideri’ Bakan Bezalel Smotrich ve ‘Büyük Yahudi lideri’ Bakan Itamar Ben-Gvir’in savaşın durması halinde hükümetten çekileceklerini açıkladıklarını belirterek, “savaşın durdurulmasının sona ermesinin olağanüstü hal hükümetinin sona ermesine ve ana hükümet koalisyonunun dağılmasına yol açacağını” söyledi.
*Yazımız Al Jazeera kanalında yayınlanan makaleden çeviri yapılmıştır.