Şeyh Cerrah Mahallesi ahalisi adına bugün yayınlanan basın bildirisinde; "Bu uzlaşma planı bizi, Nahalat Shimon Yerleşim Örgütü nezdinde 'korunan kiracılar' konumuna sokmaktadır ve topraklarımız üzerindeki haklarımızın tedrici bir şekilde gasp edilmesine zemin hazırlamaktadır." denildi.

Açıklamada; "Bu red bizim, işgal altındaki Kudüs'te Filistinli varlığının güçlendirilmesi için herhangi bir taraf veya kurumun verdiği somut bir garantinin olmamasına rağmen, davamızın ve evlerimiz ve vatanımız üzerindeki haklarımızın adilliğine inanmamızdan kaynaklanmaktadır." denildi.

Açıklamada işgal yargısının hukuka uygun bir nihai karar vermekten kaçınıp Filistinlileri evlerini terk etmek ile haksız bir anlaşmayı kabullenmek arasında bir seçim yapmaya zorladığı, bunun da sömürgeci politikaların devam etmesinin bir göstergesi olduğu vurgulandı.

Uluslararası Kudüs Müessesesi, Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yedi ailenin İsrail Yüksek Mahkemesi tarafından sunulan uzlaşma teklifini kabul etmesini bugün yaptığı açıklamayla kınamıştı.

Uluslararası Kudüs Müessesesi Genel Müdür Yardımcısı Eymen Zeydan'ın söz konusu teklifi kabullenen ailelerin avukatı Sami İrşid'e ilettiği mesajında; "Şeyh Cerrah Mahallesi'nin Kerem El-Ca'uni bölgesinde ikamet eden yedi ailenin mahkemenin sunduğu uzlaşma teklifini kabul etmesi, ulusal ortak tavra aykırıdır. Şeyh Cerrah Mahallesi davasını da siyasi, kitlesel ve tanıtım yönünden zayıflatmaktadır. Kalan ailelerin geleceğini de tehlikeye atmaktadır. Bu arada Silvan'daki yedi mahalleyi tehdit eden tehcir politikasıyla karşı karşıya olan ailelerin geleceğini de tehlikeye atmaktadır." dedi.

Zeydan, Şeyh Cerrah davası gibi ulusal açıdan, Arap ve İslam toplumları açısından öneme sahip bir konuda tutarsız sözler üzerine kurulu çabaların ümmetin milyonlarca ferdine olumsuz yansıdığını ve bu tutumun devam ettirilemeyeceğini vurguladı.

İkrime Sabri, Şeyh Cerrah Ailelerini Uzlaşma Teklifini Reddetmeye Çağırdı

Heniyye, "Kızıl Düve" Provokasyonunu İfşa Etti: Mescid-i Aksa'yı Zor Günler Bekliyor Heniyye, "Kızıl Düve" Provokasyonunu İfşa Etti: Mescid-i Aksa'yı Zor Günler Bekliyor

Mescidi Aksa hatibi İkrime Sabri Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki aileleri işgal rejimi tarafından sunulan uzlaşma teklifini kesin bir şekilde reddetmeye çağırarak, böyle bir şeyi kabul etmenin vatanı işgalciye teslim etmek anlamına geleceğini hatırlattı.

İkrime Sabri yaptığı basın açıklamasında uzlaşma teklifini reddetmenin şer'i ve vatani bir sorumluluk olduğunu belirterek Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki ailelere de; "Çünkü sizin konumunuz daha güçlüdür ve bütün dünya Şeyh Cerrah'ın hikayesini bilmektedir." dedi.

İkrime Sabri böyle bir teklifin kabul edilmesinin işgalcinin Şeyh Cerrah'ın arazilerini ele geçirmesine ve Mescidi Aksa'yı kuzey tarafından kuşatmaya almasına imkan vereceğini, güney tarafından kuşatmaya almak için de Silvan Mahallesi üzerinde oyunlar oynadığını hatırlattı.

İkrime Sabri, işgalcinin atacağı her adımın hedefinde Kudüs'ü yahudileştirmek ve orayı sadece İsrail'in değil tüm yahudilerin başkenti yapmak olduğunu ama bunun asla gerçekleşmeyeceğini vurguladı.

Sabri, işgal rejiminin Yüksek Mahkemesi'nin her zamanki gibi yahudi cemaatlerin lehine olacak birtakım teklifler sunduğunu, uzlaşma teklifinin kabul edilmesinin bu yerlerin yahudi ailelerin mülkiyetine geçmesine razı olmak anlamına geleceğini, sonra da orada oturanlara "korunan kiracılar" sıfatı verileceğini ama anne ve babanın ölmesinden sonra korumanın kalkacağını dile getirdi.

Şeyh İkrime Sabri, teklifi reddeden ahalinin tavrını da takdir ettiğini dile getirerek, onların kararlılıklarından ve tavırlarında birlikte hareket etmelerinden övgüyle söz etti.

Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yedi ailenin İsrail Yüksek Mahkemesi tarafından sunulan uzlaşma teklifini kabul etmesi üzerine Uluslararası Kudüs Müessesesesi bugün bunu kınayan bir açıklama yapmıştı. Ardından Şeyh Cerrah Mahallesi ahalisi de ortak bir basın açıklaması yaparak teklifi hep birlikte reddettiklerini bildirdi.

İslami Cihad: Filistin Halkının Hakları Direniş İle Geri Alınabilir

Filistin'deki İslami Cihad Hareketi, Filistin halkının gasp edilmiş haklarının geri alınmasının yolunun direniş olduğunu vurgulayarak, İsrail işgal yönetiminin eliyle işlenen düşmanca saldırılar ve suçlar karşısında bütün dünyayı sorumluluğunu yerine getirmeye çağırdı.

Bugün (2 Kasım Salı) Belfur Deklarasyonu'nun yayınlanmasının 104. yıl dönümü münasebetiyle açıklama yapan İslami Cihad Hareketi; "Bu lanetli açıklamanın yayınlanmasından bu yana halkımız, Arap dünyasındaki ve uluslararası alandaki şüpheli suskunluğun sürdüğü bir ortamda işgal, yerleşim, tehcir, öldürme ve tutuklama uygulamalarının acılarını çekmektedir. Siyonist terör yönetimi suskunluğu, halkımıza ve kutsal varlıklarımıza karşı daha fazla suç işlemek için fırsat olarak değerlendiriyor." denildi.

İslami Cihad Hareketi açıklamasında, Belfur Deklarasyonu'nun yayınlandığı günün Filistin halkının tarihinde kara bir gün olduğunu vurguladı.