Açıklamada, bu durumun yarısı çocuk olan 2 milyon 250 binden fazla insanın hayatını ciddi şekilde tehdit ettiği belirtilerek, bu sürecin eş zamanlı olarak süren vahşi katliamlarla paralel yürütüldüğü vurgulandı.
Hamas, yayımladığı açıklamada, Gazze’ye insani yardımların ulaştırılmasına ilişkin mevcut mekanizmaların, masum sivillerin insani ihtiyaçlarıyla alay eden bir suç niteliği taşıdığını ve açlığın bir silah gibi kullanılarak halkın iradesini kırmayı, işgalin lehine siyasi, askeri ve güvenlik dayatmaları empoze etmeyi hedeflediğini ifade etti.
Açıklamada, savaş suçlusu Netanyahu liderliğindeki hükümetin bu insani felaketi daha da derinleştirmesine karşılık uluslararası toplumun sessizliğinin devam etmesinin tehlikesine dikkat çekildi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne, bu faşist saldırının durdurulması, kuşatmanın kırılması ve yardımların BM’nin onayladığı mekanizmalar yoluyla derhal bölgeye ulaştırılması için sorumluluğunu üstlenme çağrısı yapıldı.
Hamas ayrıca, Arap ve İslam ülkelerine, soykırımın durdurulması için harekete geçme, Gazze halkına insani yardım konvoyları gönderme, onları destekleme ve tehcir ile davanın tasfiyesi girişimlerine karşı koruma çağrısında bulundu.
Tüm halk hareketleri, özgür sesler ve dünya çapındaki vicdan sahibi insanlara da seslenen Hamas, Gazze halkıyla dayanışma hareketlerini yoğunlaştırma, her türlü yolla baskıyı artırma, saldırının durdurulması, kuşatmanın kaldırılması ve aç bırakma politikasının sona erdirilmesi çağrısı yaptı.
Gazze Şeridi, 2 Mart’tan bu yana işgal güçlerinin sınır kapılarını kapatması nedeniyle gıda, ilaç, yardım ve yakıt girişinin engellendiği büyük bir insani kriz, yardım felaketi ve şiddetli bir kıtlık yaşamaktadır.
İsrail, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 177 binden fazla kişinin şehit olmasına ya da yaralanmasına, 11 kişinin kaybolmasına yol açan bir soykırım gerçekleştirmektedir.
