Avrupa

Avrupa’da İltica Anlaşması

AB iltica reformu konusunda 'tarihi' anlaşmaya vardı. Sığınmacıları kabul etmeyen üye ülkeler, ev sahipliği yapan ülkelere kişi başına 20 bin euro ödeyecek.

Abone Ol

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser konunun önemine vurgu yaparak "Bunlar masanın etrafındaki herkes için kolay kararlar değil, ancak tarihi kararlar" dedi.

Avrupa Birliği (AB), özellikle İtalya ve Yunanistan'ın itiraz ettiği ortak göç ve iltica kuralları üzerinde yıllar süren tıkanmanın ardından anlaşmaya vardı.

AB Dönem Başkanı İsveç'in Göç Bakanı Maria Malmer Stenergard, "Bugün, uzun yıllar süren müzakerelerin ardından tarihi bir adım attık." dedi. Bakanların AB'nin iltica sistemi reformunun iki ana ayağında anlaşmaya vardıklarını ifade eden Stenergard, üye ülkeler arasında sığınmacıların dağıtımı için "sorumluluk" ile "dayanışma" arasında iyi bir denge kurulduğunu söyledi.

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser de konunun önemine vurgu yaparak "Bunlar masanın etrafındaki herkes için kolay kararlar değil, ancak tarihi kararlar" dedi.

Bu yeşil ışık, reformun Haziran 2024'te yapılacak Avrupa seçimlerinden önce kabul edilmesi amacıyla Avrupa Parlamentosu ile yapılacak görüşmelerin önünü açıyor.

Ülkeler hangi dayanışma mekanizmaları arasında seçim yapabilecek?

Stenergard, "Kurduğumuz zorunlu dayanışma mekanizması, göç baskısına en çok maruz kalan üye ülkelere destek sağlayacak. Üye ülkeler, farklı dayanışma katkıları arasında seçim yapma olanağına sahip olacak." diye konuştu.

İsveçli Bakan bu katkıları şöyle sıraladı: 

  • Sığınmacıları kabul etmeyen üye ülkeler her kişi başına, ev sahipliği yapan ülkelere 20 bin euro ödeyecek

  • Yılda ilk etapta en fazla 30 bin sığınmacı kabul edilecek

  • Bir sığınmacının başvurusunun değerlendirilmesi için üst sınır 6 ay olacak

  • 20 bin euroluk katkılar Komisyon tarafından yönetilen ve göç yönetimiyle bağlantılı projeleri finanse etmeyi amaçlayan bir fona ödenecek. Ardından ev sahibi ülkeye aktarılacak.

  • Güvenli ülke kavramına üye ülkelerin kendi değerlendirmeleri neticesinde karar verilecek.

  • Sığınma başvurusu yapanların aile fertlerinin bulunup bulunmadığı veya kendisinin o ülkede yerleşmiş olup olmadığı gibi faktörler dikkate alınacak.

  • Sınır prosedürleri, kabul alma oranları düşük kişiler tarafından dış sınırda yapılan sığınma taleplerinin hızlı bir şekilde değerlendirilmesini sağlayacak. Böylece, nitelikli olmayanların hızla geri gönderilmesine yardımcı olunacak ve sığınma sisteminin suistimali önlenecek. 

  • İstatistiksel olarak mülteci statüsü kazanma şansı en az olan göçmenlerin sığınma başvurularının incelenmesi için sınırlarda bulunan merkezlerde en fazla 12 hafta süreyle hızlandırılmış bir prosedür uygulama yükümlülüğü getirilecek.

  • Uluslararası koruma için uygun olmayan sığınmacıların sayısı azaltılacak

İsveçli Bakan, yalnızca Polonya ve Macaristan'ın anlaşmaya karşı çıktığını, Bulgaristan, Malta, Litvanya ve Slovakya'nın ise çekimser kaldığını ifade etti. 

Tüm üye ülkeler için geçerli olacak

Daha önce aralarında İtalya ve Yunanistan'ın da bulunduğu yaklaşık on üye devlet masadaki önerilere karşı olduklarını ya da çekincelerini dile getirmişlerdi. Bunun üzerine, başta göçmenlerin AB'ye ulaştığı Akdeniz ülkeleri olmak üzere, mümkün olduğunca çok sayıda üye desteğini kazanmak amacıyla yeni bir uzlaşma mevzuatı hazırlandı.

AB Komisyonunun içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson da yeni mevzuatın yürürlüğe girdikten sonra tüm üye devletler için geçerli olacağına işaret ederek, "Günün sonunda, mevzuatın uygulanmasını sağlayacak, anlaşmanın koruyucusu olan kurum, Komisyon'dur. Ancak bugün Konsey'de, uygulamanın sorunsuz ve etkili bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak için bazı özel eylemler de oluşturuldu." diye konuştu.

İtalyan İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi ise "tüm önerilerinin" kabul edilmiş olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek "İtalya ve ilk giriş yapan tüm üye devletlerin düzensiz göçmenleri kendi topraklarında tutmak için para ödeyeceği varsayımını ortadan kaldırdık. İtalya, Avrupa adına göçmenlerin kabul merkezi olmayacak" açıklamasında bulundu.

2022, "AB'nin göç krizinden bu yana görülmemiş düzeyde düzensiz göç aldığı yıl" olarak kayıtlara geçmişti. AB'ye 2022'de bir önceki yıla göre yüzde 64'lük artışa karşılık gelen 330 bin düzensiz giriş yapılmıştı.