Muslim Port Haber Merkezi | Sevde Köse

İsrail Televizyonu Kanal 13, aşırılık yanlısı Ben Gvir'in, senelerdir durumların patlak vermesini önlemek için uygulanan Ramazan ayında baskınların önlenmesi politikasının aksine Yahudilerin Ramazan'ın son on gününde Mescid-i Aksa'ya saldırmasına izin verilmesini talep ettiğini açıkladı.

Kanala göre Ben Gvir, İsrail'deki güvenlik yetkililerine talebini bildirdi. Önümüzdeki iki hafta içinde de İşgalci İsrail Bakanlar Kurulu'nda konuyla ilgili bir tartışma yapılması bekleniyor.

Ramazan ayı boyunca artan saldırı uyarıları karşısında İsrailli yetkililer ise, Ben Gvir'in talebiyle ilgili endişelerini dile getirerek mevcut durumun değişmesinin daha fazla huzursuzluğa yol açacağı konusunda uyarıda bulundu.

İsrail hükümetinden henüz bu konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığı belirtilirken, Ben Gvir'in Filistinlilerin ibadet etmek için işgal altındaki Batı Şeria'dan Mescid-i Aksa'ya ulaşmasını defalarca engellemeye veya sayılarını sınırlandırmaya çalıştığı belirtildi.

Her ne kadar İsrail işgal polisi ibadet edenlerin Mescid-i Aksa'ya girişine kısıtlamalar getirse de, işgal altındaki Kudüs ve iç bölgelerden (1948'de işgal edilen bölgeler) on binlerce Filistinli teravih namazını Mescidi Aksa’da kılıyor.

Moskova Neden Taliban'ı Terör Örgütü Listesinden Çıkarmaya Karar Verdi? Moskova Neden Taliban'ı Terör Örgütü Listesinden Çıkarmaya Karar Verdi?

İsrail’in Kısıtlamaları

Batı Şeria'dakiler ise Kudüs'e sadece Mescid-i Aksa'da ibadet etmek için girmelerine izin verilmesi nedeniyle kısıtlamalara maruz kalıyor. İsrail polisinin daha önce yaptığı açıklamaya göre geçerli manyetik güvenlik izinlerine sahip olmaları ve güvenlik koşullarının değerlendirilmesi durumunda geçebiliyorlar.

Bu yıl mübarek Ramazan ayı İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'nde yıkıcı bir savaş yürütmeye devam ettiği dönemde geldi. Bu savaş, Filistin ve BM verilerine göre, çoğu çocuk ve kadın olmak üzere on binlerce sivilin ölümüne ve benzeri görülmemiş bir insani felakete yol açtı.

İsrail, 1948 yılında Filistin topraklarında kurulduğundan bu yana ilk kez “Filistinlilere soykırım yapmak suçlamasıyla” Birleşmiş Milletler'in en yüksek yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı huzuruna çıkmasına rağmen savaşı sürdürmekte ısrar ediyor.

*Yazımız Al Jazeera kanalında yayınlanan makaleden çeviri yapılmıştır.