Fetih Ruhuyla Dirilişe: İstanbul’dan Konya’ya, Konya’dan Kudüs’e!

İstanbul’un Fethi, yalnızca bir şehrin düşmesi değil; bir çağın kapanışı, bir başka çağın doğuşudur.

Abone Ol

Tarih dediğimiz şey; mazinin sesi, milletlerin vicdanı, medeniyetlerin aynasıdır. Ve her milletin tarihinde öyle anlar vardır ki, sadece bir zaman dilimini değil; bir zihniyeti, bir ufku, bir istikameti temsil eder. 29 Mayıs 1453 işte böyle bir tarihtir. İstanbul’un Fethi, yalnızca bir şehrin düşmesi değil; bir çağın kapanışı, bir başka çağın doğuşudur. Kimi bunu topun gücüyle açıklamaya çalışır, kimisi taktik dehasıyla. Oysa biz biliriz ki; İstanbul, imanla, azimle ve adanmışlıkla fethedilmiştir.

Ve bugün, bu kutlu fethin 572. yıldönümünde; sadece geçmişi hatırlamak için değil, geleceği yeniden inşa etmek için bir araya geliyoruz. Kutlamıyoruz; fethi yeniden yaşıyoruz! Mekân Konya… Çünkü Konya, sadece Selçuklu’nun payitahtı değil; aynı zamanda Milli Görüş’ün filizlendiği, yeniden diriliş meşalesinin yakıldığı beldedir. Ve o meşale bugün Anadolu Gençlik Derneği’nin ellerinde Kudüs’e doğru taşınmaktadır.

Bugün Konya’da toplanan on binlerce genç, sadece bir yıldönümüne değil; bir idealler zincirine, bir diriliş hareketine, bir adanmışlık serüvenine katılmaktadır. Her tekbir, Ayasofya’nın zincirlerini kıran iradeyi temsil ederken; her dua, Mescid-i Aksa’nın özgürlüğüne atılan bir adımdır. Çünkü biz biliriz: İstanbul’un fethinde nasıl bir çağ kapanmışsa, Kudüs’ün fethinde de zalim düzen son bulacaktır!

İstanbul’un Fethi, bizim için bir “nostalji” değil, bir “sorumluluk”tur. O ruh bugün yaşatılmazsa, surları yıkmak bir anlam ifade etmez. Çünkü gerçek fetih, önce gönüllerde başlar. Fetih, tankla, topla değil; inançla, sabırla, direnişle olur. Ve işte bugün Anadolu’nun bağrından, Konya’nın kalbinden yükselen ses, bu inancın yeniden kuşanıldığını haykırmaktadır:

“Aynı ruh, aynı heyecanla: Mekke, İstanbul… Şimdi sıra Kudüs’te!”

Bu yalnızca bir slogan değil; bir hedefin, bir niyetin, bir ahdin ifadesidir. Biz İstanbul’u fetheden ecdadın izinde yürüyen gençleriz. Biz Ayasofya’yı zincirlerinden kurtaran inancın çocuklarıyız. Şimdi yönümüzü Kudüs’e çevirdik; çünkü Kudüs mahzundur, yetimdir, esirdir. Ve biz, o esareti kabul etmiyoruz!

Bu kutlamalarla, bir tarihin zaferini anarken; aynı zamanda yeni bir zaferin müjdeciliğini yapıyoruz. Tıpkı Fatih’in İstanbul’u fethettiği gibi, biz de Kudüs’ün fethine hazırlanıyoruz. Tek farkla: Bizim surlarımız, gönülleri kuşatacaktır. Bizim ordumuz, adalet ve merhamet taşıyacaktır. Bizim sancağımız, zalimlerin değil; mazlumların sığınağı olacaktır.

Ey fetih sevdalıları! Ey Kudüs bekçileri!

Bu yürüyüş, sadece Konya sokaklarında atılan adımlar değildir. Bu yürüyüş, tarihe ve geleceğe yazılmış bir çağrıdır: “Fetih yeniden diriliştir! Diriliş yeniden ümmettir!” İstanbul’dan Kudüs’e uzanan bu kutlu zincirin halkası olmaktan şeref duyarız.

Bugün İstanbul’un fethiyle övünüyoruz; yarın Kudüs’ün fethiyle tarih yazacağız. Ve Allah şahittir ki; biz o gün gelene dek bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz!