Muslim Port Haber Merkezi | Sevde Köse
Filistin toprakları üzerindeki kontrolün sıkılaştırıldığı Filistin Yönetimi'nin etrafındaki çemberin daraldığı bu dönemde İsrail işgali, limanlar üzerindeki hakimiyetiyle Filistin'e giden ve gelen ticari hareketleri kontrol ederek Filistin ekonomisinin tüm iplerini elinde tutuyor.
Filistin Mallarının İthalatı Azaldı
Filistinliler ithal ettikleri malları İsrail'deki satış noktaları ve adres olarak İsrail üzerinden temin ettikleri için Filistinlilerin ithalatı da savaştan etkilenmiş oldu.
Filistin Merkezi İstatistik Bürosu tarafından hazırlanan bir rapor, mart 2024'te geçen yılın aynı ayına kıyasla Filistin'in çoğu İsrail'e olmak üzere ihracatın %17 azaldığını ve büyük bölümü yurt dışından olan emtia ithalatının ise %29 azaldığını kaydetti.
Türkiye 2 mayısta insani yardımların Gazze Şeridi'ne kısıtlama olmaksızın girmesine izin verilene kadar İsrail ile ticareti tamamen durdurduğunu duyurduğunda, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, İsrail'in “Türkiye ile serbest ticaret anlaşmasını iptal edeceğini ve Türkiye'den yapılan diğer ithalatlara ise %100 vergi uygulayacağını” açıklamıştı; bu da Filistinli tüccarlara ulaşacak mallar üzerindeki vergilerin artırılması anlamına gelmektedir.
Türkiye'nin bu adımı Filistin tarafından resmi olarak memnuniyetle karşılandı, ancak özellikle Filistin mallarının varış noktası İsrail'den geçmek zorunda olduğu için İsrail'in Türkiye'nin bu adımına vereceği tepkiden Filistin'in nasıl etkileneceği sorusunu ortaya çıkardı.
Filistin Gıda Tüccarları Sendikası Başkanı Visam el-Caberi, Gazze'deki savaş nedeniyle Batı Şeria'nın ithalatının etkilendiğini belirterek, “işgalin geçişler ve limanlar üzerindeki kontrolü, tüccarları İsrail'i Filistin mallarının varış noktası yapmaya zorladığını” ifade ett.
İsrail işgali Batı Şeria'daki Filistin bölgelerini tahrip etti (Al Jazeera)
Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmeleri nedeniyle fiyatlarda yaşanan artışa dikkat çekti.
Türkiye'nin İsrail'e ihracatı durdurma kararıyla ilgili olarak, kararın nihai varış noktası Filistin olan ve sahipleri Filistinli ithalatçılar olan malları kapsamadığını ifade ederek “Şu ana kadar işler normal ilerliyor ve birkaç Türk firması bilinmeyen sebeplerden Filistin'e ihracatı durdurdu.” dedi.
Visam el-Caberi, Türkiye'den yapılan ithalatta vergilerin aynı kaldığını ve İsrail'in vergileri %100 artıracağına dair açıklamasının ise henüz hayata geçirilmediğine belirterek Filistin'in Türkiye'den ithal ettiği gıdaların çoğunun yağ, un ve bakliyat olduğuna dikkat çekti.
Türkiye'den İhracat Nasıl Yapılıyordu?
Filistin Ekonomi Bakanı Muhammed el-Amur'un daha önce yaptığı bir açıklamada, Türkiye'den Filistin'e yapılan ithalatın 2022 yılında 2020'ye kıyasla %48 arttığını, yıllık ortalama olarak ise %15 arttığını belirtmişti.
Ekonomi Bakanlığı medya yetkilisi Mahmut Ebu Şanab Al Jazeera Net'e yaptığı açıklamada Filistin'in Türkiye'den yaptığı ithalatın hacminin ise yaklaşık 1 milyar dolar olduğu tahmin edildiğini ve bunların neredeyse tamamının İsrail limanlarından giriş yaptığını ve İsrail’in bu limanlardaki gemilerden vergi toplayarak "Kliring sistemi (mal takası)" adı verilen bir süreçle Filistin Yönetimi'ne aktardığını söyledi.
Ancak İsrail çeşitli bahanelerle her ay Kriling sisteminden on milyonlarca dolar kesinti yapıyor ve geçen pazar günü İsrail Knesset'inin (Parlamento) Mevzuattan Sorumlu Bakanlar Komitesi, kesinti yapılan fonlara el konulmasını öngören bir yasa tasarısını onayladı.
Bu miktarın yaklaşık 3 milyar şekel (yaklaşık 890 milyon dolar) olduğu tahmin ediliyor ki, işgal bu miktarın Filistin Yönetimi'nin şehit ve mahkum ailelerine ödediği paraya eşdeğer olduğunu söylüyor.
Bu gelişmeler, Smotrich'in Filistin bankaları ile İsrailli meslektaşları arasındaki parasal iş birliği ilişkilerini genişletmeme niyetini açıkladığı bir dönemde meydana geldi, bu da özellikle İsrail bankalarının Filistin bankalarının dünya ile finansal bağlantısını oluşturduğu, bilhassa bir milyar dolar civarında olduğu tahmin edilen ticari ve ticari olmayan işlemlerde finansal işlemlere zarar verecektir.
Filistin Yönetimi Çökertilmek mi İsteniyor?
Nablus'taki En-Necah Ulusal Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nde öğretim görevlisi Nail Musa, Filistin Yönetiminin başlangıçta "Filistin topraklarında İsraillilerin bir temsilcisi olarak" kurulduğunu ve “Paris Ekonomik ve Oslo Siyasi Anlaşmaları (1994) uyarınca, geçişleri kontrol eden İsrail'in gözetimi ve kısıtlamaları altında” yer aldığını belirtti.
Al Jazeera'ye verdiği röportajda “Paris Anlaşması bizi İsrail ile gümrük kuşatması içine sıkıştırıyor dolayısıyla bizim dış dünyayla ilişkimiz İsrail'in dış dünyayla olan ilişkisine bağlı ve ayrıca İsrail'i vergi ve gümrüklerin toplanmasında %3 oranında aracı kıldı" ifadelerini kullandı.
Filistin Yönetimi'ne uygulanan ekonomik kısıtlamaların İsrail Maliye Bakanı Smotrich'in zihniyetinden ve sınır dışı etme ve ekonomik olarak yeniden işgal etme fikrinden uzak olmadığını belirten ekonomi uzmanı, “Krling sistemi ücretlerinin aktarılmaması Filistin Yönetimi'ni boğuyor ve işlerini yürütemez hale getiriyor, bu da kaçınılmaz olarak çöküşüne yol açıyor” dedi.
Musa sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her şey Filistin Yönetimi'ni boğarak ve yerinden ederek Batı Şeria'yı kuşatma ve saldırılarla Filistinliler için yaşanmaz bir bölge haline getirerek yönetimin çökmesine yol açmakta, bu da Filistinlilerin işlerini idare etme gücünün kaybetmesine neden oluyor.”
İsrail Maliye Bakanı Smotrich’in ABD'nin taleplerine kayıtsız kaldığı bir dönemde, ekonomi profesörü ABD'nin Filistin Yönetimi’ni desteklemek için birkaç Arap ülkesine başvuracağını öne sürerek “Gerçekten de, Filistin Yönetimi'nin çöküşünü reddeden ve onu koruma ve destekleme ihtiyacından bahseden Arap seslerini duymaya başladık bile.” ifadelerini kullandı.
*Yazımız Al Jazeera kanalında yayınlanan makaleden çeviri yapılmıştır.